Gülümse
Gecenin bir saati balkonda otururken hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimi anladım.
Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum. Beynim yorgun, bedenim yorgun, kalbim bile yorgun artık. Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun. Benden geriye mecalsiz bir şey kaldı sadece. Çok yorgunum.
Ne vakit “bir zaman” sevdiklerimi düşünsem, hem çok yalnız hissederim hem çok şanslı.
Yoruldum… Tanıdığım insanları artık tanıyamamaktan, tüm güzelliklerin geçmişte kalmasından; bayramların bile eskilerinin güzel olmasından; yoruldum hep aynı perdede mutlu sona ulaşamamaktan.
Kimilerine küsmek istiyorum, eski günlerin hatırına aldırmadan.
Kaybetmek veya kazanmak ile mi alakalı bilmiyorum. Üzerimdeki ağırlığı taşıyorum; tecrübe mi yoksa kötü şans mı bilmiyorum. Bir anlam aramayı bıraktım, böyle gidiyorsa; böyle gidecek herhalde. Düşeceğim, kalkacağım, yükseleceğim ve bazen dağılacağım. Biz kırıklıkları belirsizlikle birlikte gösteriyoruz. Sorular, cevaplar, nedenler belirsiz. Eğer bilebilseydim daha fazla sabırlı olabilmeyi, doğru zaman ve yer ile karşılaşabilseydim; iyi hissedebilirdim.
Umuduma biraz daha mı sarılmalıyım şimdi? Beklemek o kadar yordu ki; bazı şeyleri aynı yaşıyor oldum. Acıtıyor; bir süre sonra öğreniyorsun ki, acı gittiğinde güçlü oluyorsun. Ne olursa olsun, zamanı biraz daha ciddiye alman gerekiyor.
Yaşadığımız her gün birer ders; bazen öğrenmek güzel fakat bazen de sınav o kadar zor ki; tekrar öğrenmen gerekiyor, aynı yollardan tekrar geçmelisin çünkü bir yeri atlıyorsun.
Geçiyor… Ellerimizin altında olan tüm şeyler. Biz halen kıymetini anlayamıyoruz. Her gün biri en sevdiğini, en çok değer verdiği kişiyi kaybediyor. Şu an işini kaybeden, parasını kaybeden, kanser olduğunu ve aldatıldığını öğrenen ve bunun gibi kötü örnekler yaşayan milyonlarca kişi var.
Hayatın sana gülümsediği anları gördüğünde; uzun zamandır beklediğin iyi haber, özlemi bitmiş kavuşmalar, sarılmalar ve başarının zirvesi ama yolun sonuna ulaşmak o kadar kolay değil; fakat bazen hayatın gülümsediği anlar oluyor. Hiçbir şey kolay değil.
Her şey belirli bir çabanın sonucu; izliyorum insanlar kaybolmuş ve bende dahil. Bazen bilmek istemiyorum, sadece hissetmek istiyorum.
Bir soğuğun ve sıcağın arasında kalakaldım. Ne kadar garip ki artık hiçbir şey bilemiyorum. Kimse bilmiyor. Her gün uyanıyorsun ve bakıyorsun ki, nelere sahipsin ve devam ediyorsun. Durduk. Gerideyiz. Haykırışları duyamıyoruz ama birbirimizin gözlerine iyice bakmalıyız, gözlerin içindeki dünya her gün yağmurlu.
Bir yer buldum aklımın içinde, kötü günlerimi yaşadığım her an o yere giderim; güneşi düşünürüm, denizin dalgalarını, güzel esintileri, gülümseme ve kahkahaları ve anlamlı bakışları hayal ederim.
Bazı öyle kötü günleriniz olur ki ne yapacağınızı, ne söyleyeceğinizi bilemezsiniz. Yaşam ağır gelir. İnsanların geldiklerini ve gittiklerini izlersiniz.
Tanımadığınız yüzlerce yüz, hangisi anlayabilir ve görebilir içinizdeki kırgınlığınızı. Yine de geçer ama öyle değil mi, çünkü bilirsiniz ki hayat değişime açık. Yine de alışırsınız içinizdeki beslediğiniz kaybın acısına. İyileşir yaralar zamanlar, izleri kalsa da artık acıtmıyor ki dersiniz. Doyasıya yaşamak gerekiyor bu hayatı, hiç bıkmadan, onca kayıplara ve engellere rağmen, düşe kalka geçmeniz gerekiyor bu yollardan, gülümseyin..