Sadakatsiz Dizisi Yorumum
Dizilerle aranız nasıl bilmem ama bırakın diziyi bizim evde fuzuli alınmış tek eşyanın televizyon olduğunu düşünüyoruz. Yani o derece televizyonsuz bir hayatımız var. Evlenirken aldığımız en gereksiz eşya belki de. Ancak geçen gün bilgisayarda işlerimi hallederken bir müzik kanalında çıkan reklamın sesi dikkatimi çekti.
Sayfayı açtığımda “sadakatsiz” dizisinin o meşhur sahnesi vardı. Asya’nın her şeyi açığa çıkardığı o cesur sahne. Güçlü kadın görmek birden ilgimi çekti. Danışanlarımdan bu benzer durumları yaşayanlar hep olur ve iç sesim “hala neden aldatıldığın yerdesin?” diye sorar.
Bir de yaşadığını yaşatma peşinde olan vardır ki, bunun örneğini de dizide gördük. Fikriniz nedir bilmem ama ben insanın bazı değerlerini kendisi için taşıdığını düşünerek bu tavrı çok yanlış bulurum. Bir insan değerlerini bir başkası için yıkamamalı.
Aldatılmak sizin eksik olduğunuzu göstermez. Bilakis karşınızdakinin kendine olan saygısızlığı ile alakalıdır. Çünkü medeniyet çağında yaşıyoruz ve bir zaman sonra anlaşamamak da birbirini sevmek kadar doğal.
İnsan önce kendi ile olan ilişkilerini gözden geçirmeli. Mesela siz kendinizi beğeniyor musunuz? Yeterince seviyor musunuz? Siz kendinizden memnun değilseniz yaydığınız titreşim de bu yönde olacaktır. Kendini sevmeyen birini başkası neden sevsin ki? Tabii ki bunlar birer aldatma nedeni olamaz. Ama dedim ya bu tamamen aldatan kişinin ruh sağlığını ele almamız gereken bir konu.
Bu nedenle başınıza böyle bir olay geldiğinde çok zor olsa da sakinliğinizi koruyarak hareket etmelisiniz. Kaybetme korkusu yaşayarak farkında olduklarınızın üstünü örtmeden. Kesin, kararlı, ne istediğini bilen, ne istemediğinden gayet emin, güçlü…..
Sadakat önce insanın kendine verdiği değer ile orantılıdır.