Efsanelerin İlk Feministi Lilith Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Geçmiş ve günümüz dünyasına bakıldığı sıralarda kadınların haklarının hiç olmayışı, olduğu halde aranmayışı ya da aranması halinde bile geçerli ve yeterli bir sonuç bulunamaması gün ve gün gündemden düşmemektedir. Tarihi süreçler boyunca birçok kadın seslerini duyurmak için milyonlarca çözüm aramaya koyulmuşlarken, bazıları sonuç bulmuşlar bazılarında ise sesleri sessizliğe gömülü kalmıştır. Sizin için tarihte ve mitolojide ilk feminist olarak bilinen Lilith’in hayata başlamasını ve kadınların ilk sesi olmasının hikayesini anlatacağım.
Tevrat’ta bile yer almayan Adem’in karısı
Birçok Musevi dini kaynağın içinde geçen Adem’in Havva’dan önceki karısının hikayesidir bu. Tanrı Adem ile Lilith’i aynı zamanda, topraktan ve kilden yaratmıştır. Bu nedene dayalı olarak Lilith kendisi ile eşi Adem’i her zaman eşit bir düzeyde görmüştür fakat Adem asla birbirlerini eşit görmemiştir. Lilith gün ve gün Adem’in altına yatmayı reddeder ve onun emirlerine itaat etmek yerine kendi görüşleri doğrultusunda hareket etmeyi doğru bulmaktadır.
Adem’in ısrarlarına dayanamayan Lilith bir büyü yardımı ile Cennetten kaçarak Adem’i terk eder. Lilith Kızıldeniz’de bulunan şeytanların yanına giderek orada kendisine yeni bir yuva ve yeni bir aşk hayatına yelken açmaya koyulur. Lilith bu ilişkiden her gün yüz çocuk doğurur ve şeytan soylarının devamlılığını sağlamaya başlar.
‘’Dünya’nın Tanrısı, bana verdiğin kadın beni terk etti!’’
Lilith’in kaçması üzerine derin ayrılık acıları çeken Adem’in yalvarışlarına kayıtsız kalamayan Tanrı, Lilith’i geri getirmesi için üç melek gönderir. Melekler Adem’in yanına geri döndürmek için Lilith’i bulduklarında Kızıldeniz ile birlikte olduğu yüzden fazla şeytani çocuğu olduğunu doğrular ve Adem’e asla sadık kalmayacağını bildirir.
‘’Geri dönmek istediği takdir de tamam ama şayet geri dönmezse her gün yüz oğlunun ölümüne şahitlik edecektir!’’
Tanrı’nın bu sözleri üç melek tarafından Lilith’e iletilse de hiçbir şekilde Adem’e itaat etmeyeceğini belli eden Lilith; gün ve gün yüz çocuğunun gözlerinin önünde öldürülmesine şahit olur. Lilith her ne olursa olsun geri dönmeyeceğini belli ederken bir yandan da Cehennemin yedi prensinden birisi olan Asmadeus ile birlikte şeytan çocuklar var etmeye devam ederler.
Şehvetin prensi Asmadeus ile yatmaya devam eden Lilith şeytana dönüşmeye başlar. Cennette yapa yalnız kalan Adem gün ve gün kendini üzüntüye vururken Tanrı ona son bir hediye sunar.
Adem’in kaburgasından Havva’yı yaratır.
Tanrı biliyordur ki Adem ile Havva’yı eşit bir şekilde yaratmamıştı ve Havva Lilith gibi ihanet ederek gidemeyecekti. Havva’yı gören Adem, Lilith’i hemen unutur. Bunu duyan Lilith ise Adem’i kıskanmaya başlar. İntikam almak adına Asmadeus’un kılığına girerek cennete girer ve Havva’ya yasak elmayı yedirerek onları cennetten kovulmasını sağlar. Yasak elmadan bir tane bile ısırık almayan Lilith sonsuza kadar ölümsüz kalır ve Adem ile Havva’nın soyundan olan çocuklara musallat olmaya başlar.
Adem günahlarından sıyrılmak için otuz gün oruç tutmaya yönelir.
Lakin Lilith’in peşinde olduğunu bilmeyen Adem her gece rüyalarında Lilith’i görür ve masum olmayan rüyaların onun oruçlarının kabul olmayışının ana sebebi olur. Bununla da yetinmeyen Lilith Adem ile Havva’nın soyundan gelen tüm çocukları lanetler. Erkekler doğduktan 8 gün, kızlarda ise 20 gün içinde öldürmeye çalışır. Tek bir şart ile Adem ile Havva soyundan gelenlere dokunmaz; onların sembollerini, ya da siluetlerini gördüğü taktirde öldürmekten vazgeçer.
Türkiye’de Al Karısı olarak da bilinir.
Türk mitolojisinde de yer alan Al Karısı ya da Albastı ismine sahip olan Lilith’ten korunmanın iki yolu vardır.
İlki lohusa kadının yanına Kuran konulur, ikincisi ise lohusa kadına kırmızı kurdele takılır.
Lilith gizemli bir varlık olmasından kaynaklı olarak dünya efsanelerine ve mitolojilerine malzeme de olmuştur. İlk olarak Gılgamış Destanı’nda gecelere ve yeraltına hakim olan dişi şeytan olarak karşımıza çıkarken; Sümer, Babil ve Pers mitolojilerinde ise vampir, yılan olarak tasvir edilmektedir. Kim bilir belki de hala aramızda dolanan, ilk feminist olduğu söylenirken kendini beğenmiş bir şeytan mı yoksa gerçekten de söylentiler gibi gerçek bir feminist mi?