7’den 70’e Okunması Gereken 5 Edebiyat Kitabı!
Edebiyat kitapları: Türkiye sınırları içerisinde kitap okuma oranı çok düşük bir durumda. Aslında bakılacak olursa sadece Türkiye değil Dünya genelinde bir günde milyonlarca kitap basılıyor ama okunma oranlarındaki düşüşten kaynaklı olarak sadece kütüphanelerde süs niyetine bulunuyor durumda. Bugün sizlere her kesimden gencin ya da yaşlının okuması gereken beş edebiyat kitabını derledim. Okuyan herkesin ufkunun açılacağına inanıyoruz, keyifli okumalar dilerim.
1. Oğuz Atay – Tutunamayanlar
Tutunamayanlar konusu itibariyle intihar eden arkadaşının geçmişini araştıran Turgut Özben’in, söz konusu arkadaşı Selim Işık’ın modern hayata neden “Tutunamadığı”nı öğrenme çabasını anlatmaktadır. Romanda Turgut’un karşılaştığı her kişi Selim Işık’ı tanıyan kişilerdir ve her biri Turgut’a Selim’in farklı yönlerini aktarmaktadır.
2. Hakan Günday – Kinyas ve Kayra
Yeraltı edebiyatının mükemmel eserlerinden birisi olan “Kinyas ve Kayra” konusu bakımından da çok etkili bir eserdir. Kitapta; Çocukluk arkadaşı olan ve 30’larına yaklaşmış olan iki adamın, Afrika’dan önce Amerika’ya daha sonra Türkiye’ye uzanan şiddet ve cinsellikle dolu hayat hikayeleri anlatılmaktadır.
3. Sabahattin Ali – Kürk Mantolu Madonna
Genel olarak bir aşk romanı olarak görülse de aslında psikolojik tahliller eşliğinde bir insanın içinde yaşadığı topluma yabancılaşması ve yalnızlaşarak kendi kabuğuna çekilmesi romanda vurgulanır.
4. Aldous Huxley – Cesur Yeni Dünya
Bu romanda üreme teknolojisi, öjenik ve de uykuda öğretim sistemleri sayesinde toplum değiştirilmiştir. Bu tanımlanan dünya aslında bir ütopya olarak gözükebilir, fakat çok ironik bir ütopyadır. Çünkü insanlık sağlıklı olmakta, teknolojik açıdan gelişmiş olmakta, savaşlar ve yoksulluk yok edilmiş olmaktadır.
5. İhsan Oktay Anar – Puslu Kıtalar Atlası
Romanın başında Uzun İhsan, okuduğu bir kitabın etkisinde kalarak sürekli varlığın gerçek mi yoksa düş mü olduğuna kafa yormaya başlıyor. Bunun sonucunda uyku şurubu içerek düşler alemini dolaşmaya karar veriyor. Gördüğü rüyaları ise bir kitaba aktararak oğlu Bünyamin’e veriyor.
Uzun İhsan’ın gördüğü düşler ve oğluna bıraktığı kitap, romanın çerçevesini oluşturuyor. Altı bölümden oluşan romanda, söz konusu ana hikaye ve Bünyamin’in maceralarından oluşan farklı öyküler yer alıyor. Bu noktada Bünyamin de romanın bir diğer başkahramanı olarak okurun karşısına çıkıyor.