Fantastik Edebiyat Edebiyat mıdır?
Günlük hayattan kaçmak alışılmış yaşamlarımızın bir parçasıdır. Hobimiz işimiz bile olsa bir an uzaklaşmak isteyebilir insan. Bazen bir kısa mola kişiyi tazeler, verimliliğini artırır. Bunun için kimisi tatile çıkar kimisi ailesiyle vakit geçirir kimisi de bir kitaba ihtiyaç duyar. Ben muhtemelen kitabı seçerim. Bugün fantastik edebiyata farklı bir bakış sunmak için buradayım.
Fantastik Edebiyat Edebiyat Mıdır?
Hepimiz bir insan olarak yapı gereği ihtiyaçlarımıza mahkumuz. İhtiyaç çok geniş ve her tarafa çekilebilecek bir kavram farkındayım. Fakat ben biraz iletişim ihtiyacına değinmek istiyorum. Yemek yemek, barınmak bunlar fiziksel ihtiyaçlarımız. Peki bunlara odaklandığımız şu pandemi ve kriz günlerinde sizce de ruhumuzun ihtiyaçlarını fazlasıyla yok saymadık mı? ‘Ben ruhumu müzikle doyuruyorum tatlım’ gibi bir ön yargıya sahipseniz başka bir yazı okumanızı öneririm biz kalanlarla devam ediyoruz.
İletişim ihtiyacından bahsederken dilden, kültürden, masallardan ve edebiyattan bahsetmemek olmaz. Biraz tarih konuşalım istiyorum. Dil ne kadar ilkel de olsa her seferinde temel amacını yerine getirdi. İletişim… Uyardılar, bilgilerini paylaştılar, birbirlerini tanıdılar ve bize yazıyla birlikte kültür ve edebiyatı miras bıraktılar. Çağdaş Dünya’da hikayeler romanlara, masallar da fantastik edebiyata katkı sağladı bir nevi.
Kabul edelim hepimiz bir zamanlar annemizin dünyaya anne, babamızın baba, ablamızın abla olarak dünyaya geldiğini sanıyorduk. Büyüdükçe bu fikrimizi yıktık ve sonraki nesil de olsak hepimiz onlar gibi masalları bayıla bayıla dinledik. Gerçeklik payı olmadığını düşünsek de çok şey öğrendik.
Pamuk Prenses elmayı yemeseydi kimse yabancılardan çekinmezdi, Belle canavarla kalmayı kabul etmeseydi cesur olamazdık ve Külkedisi o evde iyi kalamasaydı o baloya gidemezdi hayatının aşkını bulamazdı ve biz de iyilik ne demek bilemezdik. Sadece bunları okurken bile hayatınızdan uzaklaştığınıza eminim. Fantastik edebiyat da bu masallar gibi… Gerçek olmasa bile ders verir ve günlük hayattan uzaklaşmamızı sağlar.
Daha ikna edici bir tavırla bakalım konuya. Şu an birçok şirketi ve sahiplerini günlük konuşmalarımızda kullanıyoruz. Peki onları özel kılan şey ne? Para, ülke, destekçi, zeka belki de… Bence bu sorunun cevabı içlerinde hala bir çocuk barınması. Yorulsa da umutsuzluğa kapılmayan, bunalsa da bıkmayan bir çocuk.
Masallarla en insancıl güce, hayal gücüne sahip olan çocuklar sayesinde şu an bilgisayar telefon televizyon kullanıyoruz. Yüzyıl öncesine kadar bunların bir hayal ürünü olduğunu düşünürsek, bugün aklımıza gelen ve keşke gerçek olsa diyerek iç geçirdiğimiz şeyler bir gün gerçek olabilir. Demek istediğim her gerçeklikte bir parça fantezi vardır.
Fantastik kısmını yeterince konuştuk biraz da edebiyat kısmına bakalım. Tanım gereği edebiyat olay, düşünce, duygu ve hayallerimizi estetik bir şekilde dili kullanarak açıkladığımız bir sanat dalıdır. Bu tanımda dikkat edilmesi gereken şey estetik kısmıdır. Yazılı ya da sözlü eser fark etmez. Fantastik edebiyat ateş püsküren ejderhalar, korkunç canavarlardan dolayı estetik kısmına uymayabilir ama koskoca tanımda yalnızca estetik kısmına uymaz.
Yazımı klasik bir espriyle sonlandırmak isterim: edebiyat olmasaydı adı fantastik edebiyat olmazdı.