Fitch’ten Türk Bankaları Değerlendirmesi: Goldman Sachs ve Deutsche Bank Faiz Üzerinden Gitti

Fitch, Türk bankalarının toplam dış borcunun 2023 yılının ilk yarısında hafif bir artışla 126 milyar dolara yükseldiğini ve kısa vadeli dış borcun da yüksek seviyesini koruduğunu belirterek, yeni politika karışımının etkileri ve süresine ilişkin belirsizlik göz önüne alındığında, yakın zamandaki uzun vadeli ihraçların ikincisinin payının yalnızca biraz zayıflatmasını beklediklerini ifade etti.

Fitch raporunda şu ifadelere yer verdi: 

Yabancı para mevduatlar ve döviz korumalı mevduatlar, TCMB düzenlemeleri nedeniyle düşüşe geçmiş olmasına rağmen hala oldukça büyük bir seviyededir. Bunlar, bankaların yabancı para likiditesini test edebilecek, sektör yabancı para likiditesine yönelik potansiyel bir çağrıyı temsil ediyor. Büyüklüğü, lira istikrarına yönelik potansiyel riskler (özellikle döviz talebinin hızla artması ve TCMB’nin döviz rezervlerinin zayıf olması durumunda) göz önüne alındığında, döviz korumalı mevduat mekanizmasının gevşemesinin kademeli olmasını bekliyoruz.

Goldman Sachs, TCMB’nin bu yıl faiz artırımlarına devam edeceğini beklendiklerini açıklarken, politika faizinin yüzde 40’a kadar yükseleceğini öngördü. 

ABD’li banka, Merkez Bankası’nın gelecek yılın 3. çeyreğinde faiz indirimlerine başlayabileceğini de tahmin etti. 

Goldman Sachs, 2024 görünüm raporunda, TCMB’nin bu yıl faiz artırımlarına devam etmesini beklediklerini belirtirken, 2024 yılsonunda faizin yüzde 40’tan yüzde 25’e gerilemesini beklediklerini açıkladı. Yine 2024 yılsonunda enflasyonun da yüzde 35’e gerileyeceğini tahmin etti.

Deutche Bank, TL cinsi tahvillerin 2024 yılında en iyi yatırım olabileceğini öngörürken, analistler, ‘Yapısal olarak boğa tarafına dönmek için halen birkaç ay daha’ olduğunu belirtirken, TL tahvillerde 200-400 baz puanlık fiyatlama aralığının da olduğunu söyledi. 

En az 500 baz puanlık faiz artışının yıl sonuna kadar tahvillerde değer kaybına yol açacağını belirten analistler, ‘Yüksek enflasyon TL’de nominal değer kaybının kaçınılmaz olduğu anlamına geliyor, ancak gelecek sene ve sonrasında bu değer kaybının daha kademeli olmasını bekliyoruz’ dedi.