Dünya Metropolü İstanbul’un Belediyecilik Tarihi! Kimler Geldi Kimler Geçti? Kimler İz Bıraktı?

Konstantiniyye, Konstantinapolis, Est-en-Poli, Şehr-i İstanbul, Babıali, Payitaht… Tarih boyunca pek çok medeniyet tarafından, pek çok şekilde anıldı bu şehir. Napolyon’un söylediği rivayet edilen, “Dünyanın Başkenti”  İslam Peygamberi’nin kendi …

Dünya Metropolü İstanbul’un Belediyecilik Tarihi! Kimler Geldi Kimler Geçti? Kimler İz Bıraktı?

Konstantiniyye, Konstantinapolis, Est-en-Poli, Şehr-i İstanbul, Babıali, Payitaht…

Tarih boyunca pek çok medeniyet tarafından, pek çok şekilde anıldı bu şehir. Napolyon’un söylediği rivayet edilen, “Dünyanın Başkenti” 

İslam Peygamberi’nin kendi ümmetine müjdelediği kabul edilen şehir.

İmparatorlukların başkenti, insanlık medeniyetinin en eski yerleşkelerinden. Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük megapolü. Dünyanın en kalabalık şehirlerinden birisi. 

Bakalım geride bıraktığımız yarım asırlık dilimde İstanbul’da Türkiye’nin de kaderini etkileyen hangi siyasi gelişmeler yaşanmış?

İstanbul’da yerel siyaset 1960’larda başlıyor. İlk yerel seçimler 1963’te yapıldı. 63 ve 68 seçimlerini Adalet Partisi adayları kazandı. 1973 seçimlerinde ise Ecevit ile çehresini değiştiren CHP, Ahmet İsvan ile İstanbul’u almayı başardı.

İşvan, fırıncıların fiyat tekelini kırarak halka ucuz, sağlıklı ekmek sağlamak amacıyla halk ekmek fabrikasını kurdu. Aralık 1977’ye kadar bu görevde kaldı ancak tekrar aday gösterilmedi.

İstanbul’un yeni başkanı bu tarihte yine CHP’den Aytekin Kotil oldu.

Halkçı, toplumcu bir belediyecilik anlayışıyla hareket eden Kotil’in görevi ise seçimle değil, askeri darbeyle sona erdi.

Darbe sonrası tüm siyasi partiler kapatılıp yeni partiler kuruldu. Türkiye de bu yıllarda Turgut Özal ve Anavatan Partisi ile tanıştı.

1983 seçimlerinde tüm ülkede fırtına gibi esen ANAP, İstanbul’u da Bedrettin Dalan ile kazanmayı başardı. Bedrettin Dalan, ANAP’ın neo liberal politikasının İstanbul’daki yansıması oldu. Bu dönemde şehirde onlarca yeni yatırım ve inşaat ihaleleri gerçekleşti. Üsküdar sahili imara açıldı ve bugünkü haline getirildi. Tarlabaşı yıkımlarıyla bugünkü Tarlabaşı Bulvarı ortaya çıktı.

Dalan’ın bu çalışmaları ise sonraki seçimde görevinde kalması için yeterli olmadı. Genel Başkanı Turgut Özal ile ayrışması Dalan’ın siyasi kimliğini yıprattı.

1989 Seçimleri’nde SHP adayı Nurettin Sözen’e mağlup oldu. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün saygın kimliği halkta karşılık buluyordu. Özellikle yolsuzluk, usulsüzlük gibi konularda sosyal demokratların daha şeffaf yönetimler sergilediğine inanılmaya başlandı.

SHP bu algının mükafatını 89 yerel seçimlerde kazandığı belediyeler ile aldı.

Gelin görün ki bu olumlu yaklaşım çok büyük bir skandal ile paramparça olacaktı.

Siyasi tarihimize İSKİ SKANDALI olarak geçen olay 1993 yılında patladı.

İstanbul’un içme suyu temin etmekle görevli kurumu İSKİ’nin Genel Müdürü Ergün Göknel, bir akşam evine gittiğinde eşine boşanmak istediğini söyledi.

Göknel’in eşi Nurdan Hanım, kocasının boşanma teklifini içine sindiremedi. Ergün Göknel’in İSKİ’de Sekreterliğini yapan genç bir kadınla ilişkisi olduğunu öğrenince iyice çılgına döndü. Bir kadının kırılan gururu, kıyameti kopartacaktı.

Nurdan Hanım, eşinin yolsuzluklarını bir bir ortaya çıkardı. Basına röportajlar verdi. Böyle bir skandala hem siyaset hem de magazin basınının ilgi göstermemesi düşünülemezdi. Olay günlerce Türkiye’nin gündemini meşgul etti. Sosyal demokratların “dürüst, şeffaf” algısını da yerle yeksan etti.

İstanbul halkı 1994 yılı geldiğinde bambaşka bir tercihe yönelecekti.

1994 Yerel Seçimleri’nde birçok önemli merkezi kazanan Refah, en büyük kazanımını ise İstanbul’da elde etti.

Türkiye’nin gelecek 30 yılına damgasını vuracak, cumhuriyet tarihinin en önemli siyaset fenomenlerinden birisini de sahneye çıktı.

40 yaşındaki Recep Tayyip Erdoğan, merkez sağ ve merkez sol partilerin birbirlerine girip bölük pörçük olmasıyla aradan sıyrılıp sadece %25 oy oranıyla Refah Partisi’nden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.

Tanınırlığı artan Erdoğan, zamanla Refah Partisi Genel Merkezi’ni aşan çıkışlar, açıklamalar da yapmaya başladı.

İstanbul’da yerel bir yöneticiden ziyade ismi parti liderliği için geçen herkesin konuştuğu bir figüre dönüştü.

Kendisine yönelen ilginin farkında olan Erdoğan, şehir şehir gezip nabız yoklamaya başladı. 1997 yılında eşinin memleketi Siirt’e gitti. Burada okuduğu şiir hem kendi hayatını hem de Türkiye’nin siyasi geleceğini doğrudan etkileyecekti.

Okuduğu bu şiir sonrası halkı din ve mezhep farkı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrikten hapis cezası aldı Erdoğan.

Bu ceza, gücüne güç katacak, kendisini Cumhurbaşkanlığa taşıyacak uzun bir yolun kıvılcımı olacaktı…

Erdoğan sonrası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın sembolik yükü daha da artmıştı.

2004 itibarıylaysa İstanbul’da Kadir Topbaşlı yıllar başladı…

2004, 2009 ve 2014’te tam üç defa Ak Parti’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Topbaş, bu görevini aralıksız 13 yıl boyunca sürdürdü.

Buna karşın özellikle 2014 sonrası, yani malumunuz Gülen-Ak Parti çatışmalarının başlamasıyla Topbaş’ın da siyasi gücü düşmeye başladı. Kendi partisi içinde FETÖ’ye yakın olduğu, aile üyeleri içinde FETÖ yöneticileri olduğu iddialarıyla epey yıprandı.

Neticede 2017 yılında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği sonucu görevinden istifa etti.

Görevinden alınmayı hazmedemeyen, “her şey kabul edilebilir ama adam yerine konulmamak edilemez” diyen Topbaş, yalnız ve dışlanmış geçirdiği bir dönemin ardından 16 Kasım 2020’de Covid sebebiyle hayatını kaybetti.

2018’in son günlerinde, Türkiye, adı sanı pek duyulmamış bir ilçe belediye başkanı ile tanıştı. CHP ve İYİ Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak belirlediği bu isim Trabzonlu bir müteahhitti.

2007’de CHP’de siyasete giren, 2009’da CHP Beylikdüzü ilçe başkanı, 2014’te belediye başkanı olan bu adamın ismi Ekrem İmamoğlu’ydu.

31 Mart 2019 günü geldiğinde ise siyasi tarihimizin en kaotik gecelerinden birisi yaşandı. Bu gece aynı zamanda, Ekrem İmamoğlu profilinin, sıradan bir belediye başkan adayından, lider hasreti çeken toplumsal muhalefet nezdinde bir idole dönüşmesinin miladı oldu.

Yıldırım ve İmamoğlu’nun oyları birbirlerine çok yakın seyrederken, henüz oy sayımları tamamlanmadan, Binali Yıldırım, İstanbul’u kazandıklarını açıkladı.

İmamoğlu ise 31 Mart’ı 1 Nisan’a bağlayan gece kan ter içinde açıklama üstüne açıklama yaptı.

Neticede sabah 7 sularında Anadolu Ajansı da İmamoğlu’nun İstanbul’da seçimi kazandığını tescilledi. Buna rağmen, iktidarın baskısıyla seçim sonuçları kabul edilmeyerek yenilenmesine karar verildi.

23 Haziran’da tekrar edilen seçimde, Ekrem İmamoğlu bu sefer rakibine 800 bin oy fark attı. Bugünlerde Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da ikinci Büyükşehir başkanlığı seçimine hazırlanıyor.

Kendisini ise 2019’dan bile daha zor bir sınav bekliyor. Zira bu sefer hem İYİ Parti hem de DEM Partisi kendi adaylarını çıkarttı.

Bakalım 1 Nisan sabahı; gücüne güç katmış bir İmamoğlu profiliyle mi yoksa beş yıldır oturduğu koltuktan kalkmak zorunda kalan bir profille mi karşılayacağız.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.