Tüm Dünyayı Ayağa Kaldıran İstanbul’daki El Kaide Bağlantılı Terör Saldırıları 20 Sene Önce Bugün Gerçekleşti

15 ve 20 Kasım 2003 tarihlerinde, Türkiye’nin en büyük metropolü İstanbul, tarihinin en kanlı terör saldırılarından birisiyle karşılaştı. Dört farklı saldırının sonucunda dört saldırgan ve 53 vatandaş hayatını kaybetti, 750’den fazla kişi yaralandı …

Tüm Dünyayı Ayağa Kaldıran İstanbul’daki El Kaide Bağlantılı Terör Saldırıları 20 Sene Önce Bugün Gerçekleşti

15 ve 20 Kasım 2003 tarihlerinde, Türkiye’nin en büyük metropolü İstanbul, tarihinin en kanlı terör saldırılarından birisiyle karşılaştı.

Dört farklı saldırının sonucunda dört saldırgan ve 53 vatandaş hayatını kaybetti, 750’den fazla kişi yaralandı.

Terör Saldırıları tüm dünyada büyük bir infial uyandırdı.

Çok sayıda ülke, vatandaşlarına Türkiye’ye seyahat etmeyin uyarısı yaptı. 

Dehşet verici terör saldırılarını 20. yılında yeniden anımsıyoruz.

Türkiye, 15 Kasım 2003 sabahına kan ve katliamla uyandı. Saat 9.30 civarında Şişli’deki Bet İsrael Sinagogu, 9.34 civarında ise Beyoğlu’ndaki Neve Şalom Sinagogu’nun önünde birer kamyonet infilak etti. Patlamalar sonucunda saldırganlar dâhil 26 kişi öldü, 300’den fazla kişi yaralandı. Ne yazık ki bu saldırılar sadece bir başlangıçtı.

Olaydan beş gün sonra, 20 Kasım günü, yine patlayıcı yüklü kamyonetlerle 10.55 civarında Beyoğlu’ndaki Birleşik Krallık’ın İstanbul Başkonsolosluğu binasına, 11.00 civarında ise Beşiktaş’taki HSBC Genel Merkezi binasına birer saldırı düzenlendi. İkinci saldırılarda 31 kişi ölürken 450’nin üzerinde kişi yaralandı. Toplamda ise 4 saldırgan dâhil 57 kişi öldü, 750’den fazla kişi saldırılardan yaralı olarak kurtuldu.

Türkiye korkunç bir terör girdabının içine girdi. Ülke genelinde büyük bir panik yaşandı.

Başlatılan soruşturmalar sonucunda saldırıları el-Kaide’nin Türkiye yapılanmasının gerçekleştirdiği tespit edildi. El Kaide de saldırıları üstlendiğini duyurdu.

El Kaide, Türkiye’deki hükümetin Afganistan’a harekat düzenleyen ABD ile iş birliği yapmasının sonucu olarak bu saldırıları organize ettiğini açıkladı.

Saldırılarda Türkiye’de yaşayan azınlıkların ibadethanelerinin ve yabancı diplomatik misyon binalarının hedef alınması ise yine bilinçli bir tercih olarak yorumlandı.

İlk saldırıların Yahudilerin kutsal kabul ettiği ve Sinagogların dolu olduğu Şabat gününe denk gelmesi de saldırıların amaçlarından birisi olarak değerlendiriliyor.

20 Kasım 2003 günü ise saat 11.00 civarında Beyoğlu’ndaki Meşrutiyet Caddesi üzerinde bulunan Birleşik Krallık’ın İstanbul Başkonsolosluğu binasına doğru hareket eden Feridun Uğurlu’nun kullandığı patlayıcı yüklü kamyonetin infilak etmesiyle ikinci saldırı gerçekleştirildi.

Patlama sonrasında ölü ve yaralılar olurken başkonsolosluk binasının ön bahçe duvarı yoldan geçen araçların üzerine yıkıldı ve konsolosluk bahçesinde yangın çıktı.

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’deki tüm misyonlarını süresiz olarak kapattığını duyurdu ve diplomatların tahliyesi için Türkiye’ye özel uçak ve ekip gönderdi.

Saldırı, BBC tarafından acil koduyla tüm dünyaya duyuruldu.

HSBC Genel Müdürlüğü binasına gerçekleştirilen saldırı sonrasında olay yerine gelen polis, güvenlik şeridi çekerek delil toplama çalışmalarına başladı. Bölgedeki elektrik ve doğalgaz hatları kesilirken metro seferleri durduruldu.

İstanbul bir anda kan gölüne dönmüştü. Saldırıların arka arkaya gelmesi halkta büyük bir panik oluşturuyordu. Sıradaki saldırının nereye yapılacağı konusunda büyük bir bilgi kirliliği oluştu. Kulaktan dolma ihbarlar ile İstanbul’un çeşitli noktalarından insanlar tahliye edilmeye veya kendileri kaçmaya başladı.

Çok sayıda alışveriş merkezi, yabancı menşeili okullar ve diplomatik misyonlar boşaltıldı ve bir süre kapalı kaldı. 

O günlerde iktidardaki birinci yılını geçiren AK Parti hükümeti de güvenlik zafiyeti eleştirileri ile karşı karşıya kaldı.

Gün içerisinde Levent’teki patlamaların olduğu bölgeye gelen İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da incelemelerde bulundu.

20 Kasım’daki saldırıların ardından Türkiye’de yerleşik bazı Amerikan Şirketleri çalışanlarına izinli oldukları tebliğ edildi ve bazı kurumlarda güvenlik önlemleri arttırıldı. Aynı gün British Airways Atatürk Havalimanı dışındaki ofislerini, Citibank ise ülkedeki tüm şubelerini yalnızca bir günlüğüne kapattığını duyurdu. 

Saldırıların yaşandığı gün işlemleri geçici olarak durduran İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, 21 Kasım’da da işleme kapalı olma kararı aldı. 

Ülkede yabancı sermaye tedirginlik içinde kendini korumaya almıştı.

Terör Saldırılarına ilişkin yargı süreci 25 Şubat 2004’te başladı. Devlet Güvenlik Mahkemesi İstanbul Başsavcılığı tarafından 50’si tutuklu 69 sanık hakkında dört saldırıyı da kapsayan bir dava açılırken yakalanamadıkları gerekçesiyle 9 sanığın dosyası ayrıldı.

Hazırlanan iddianamede 5 sanık için ömür boyu ağırlaştırılmış hapis, 64 sanık için ise en ağırı 22,5 yıl olmak üzere çeşitli hapis cezalarına çarptırılmaları istendi.

Yapılan eklemelerle birlikte 76 sanığa ulaşan ve 16 Şubat 2007’deki duruşmayla sonlanan davanın gerekçeli kararı Nisan 2007’de açıklandı.

5 sanık ağırlaştırılmış müebbet, 2 sanık müebbet, birer sanık 18 ile 12 yıl 6 ay, 31 sanık 6 yıl 3 ay, 10 sanık 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılırken 26 sanık ise beraat etti.

Terör saldırılarının etkisi büyük oldu. 20 Kasım’da UEFA, Galatasaray ile Juventus arasında 25 Kasım’da İstanbul’da oynanması planlanan UEFA Şampiyonlar Ligi maçının, saldırılar sebebiyle 2 Aralık’a ertelendiğini duyurdu.

25 Kasım’da ise UEFA, Galatasaray’ın Juventus ile 2 Aralık’ta, Beşiktaş’ın ise Chelsea ile 9 Aralık’ta İstanbul’da oynayacağı UEFA Şampiyonlar Ligi maçlarının Türkiye dışındaki başka bir ülkede oynanması kararı aldığını açıkladı. Her iki maç da Almanya’da oynandı.

Avrupa Konseyi de 2003 yılında Türkiye’de yapılması planlanan tüm etkinliklerin iptal edildiğini açıkladı.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.