Her Genç Kızın Gelin Olma Hayali! Beyazlar İçinde Seni Öylece

Her Genç Kızın Gelin Olma Hayali! Beyazlar İçinde Seni Öylece

Farkındayım pek arabesk bir başlık oldu ama hikayeye en başından başlamalıydım. Sahi girişi annelikle yapınca bir an Magdalalı Meryem sanabilirdin beni. Aslında şu an düşündüm de fena da olmayabilirdi.

Klişe bir söz vardır, bilirsin, “her genç kız mutlaka gelin olmayı hayal eder.” Benim hiç öyle hayallerim olmadı. Ben yazmalıydım, okumalıydım, şehir şehir gezip sahnelerde alkışlar almalıydım. Ben hep kalabalığın içinde “tek” olabilme yetisine sahip babasının asi kızıydım. Babamın en sevdiğim yanımın bu olduğunu düşünüyorum, ne kadar en şiddetli kavgalarını benimle yapmış olsa da… Ama hep hissettim derinlerinde daima benimle gurur duyan bir tavrı vardı.

İkili ilişkilere bakış açım biraz alışılmışın dışındaydı. Bana göre ilişki insanı gerileten, yavaşlatan bir olguydu. Aşk dedikleri şey ise kalpten çok kan akışının hızıyla orantılıydı. Yani o kelebekler tamamen safsataydı. Buna rağmen iki tatlı söz ruhumu kızgın kumlardan serin sulara ulaştırabiliyordu. Bu tezatlığı hiç sorgulamadım.

Dedim ya çokça okumalıydım, yazmalıydım, şehir şehir gezip sahnelerde boy göstermeliydim. Yaptım, inanır mısın hepsini yaptım. Lisede tüm kompozisyon ve konuşma yarışmalarında derecelerim oldu. Yazılarım çeşitli dergi ve gazete köşelerinde yayınlandı. Bir sunum işi varsa ilk akla gelen isim kim tahmin et? Tabi ki ben, hala da öyledir. Profesyonel anlamda tiyatro yaptım, şehir şehir gezdim, sahnelere çıktım, bol alkışlar aldım. Sonra o her genç kızın düştüğü tuzağa düştüm. Bir yabancıyı hayatıma aldım ve ne oldu bil bakalım, ilk yapması gerekeni yaptı ve tiyatroyu hayatımdan çıkardı. Aslında o değil buna ben izin verdim. Sonra üniversiteye kaydoldum ve hop aldattı. Evren bana ilk mesajını vermişti ancak ben hayatımın daha baharında evrenle aramdaki o eşsiz bağı hissedebilecek tekamülde değildim. Üniversitede tanıştım beni tekamülüme ulaştıracak ve bana “aile” kavramını sorgulatacak insanla.

Her Genç Kızın Gelin Olma Hayali

Kavgalar, sonu gelmeyen eleştiriler, küçümsemeler dışında araya serpiştirilmiş sevgi sözleri de oluyordu tabi. Hatta o kavgaların tamamı aslında çok sevgidendi. Eleştiriler de kıskançlıktan. Evet kıskandığı bir kadındım ben ve bu sert eleştiriler gerektirirdi. Bir adamın üstelik dünyada tek doğrunun kendi olduğuna inanan bir adamın eleştirileri karşısında dirayetli durabilmek gerçekten yürek işiydi ve ben yazmayı, sahneye çıkmayı bıraktığım gün o dirayeti de bıraktığımı çok sonra anladım. Sürekli kendini kanıtlama savaşı, sürekli suçluluk duygusu… Babanın sana sunduğu imkandan tut da kadın oluşuna kadar hep bir memnuniyetsizlik.

Tüm bunları kimseye söyleyemeden düğün tarihine giden o zamansal kargaşa. Annemle gelinlik denediğim bir gün hiç çıkmaz aklımdan. Sadece ikimizdik, nikaha 5-6 ay var, öylesine girdik bir markanın moda evine. Çok beğendiğim bir gelinlik oldu, bedenime bire bir uyması , modeli, tarzı hepsi hiç gelinlik hayali kurmayan bir kadını baştan çıkaracak bütünlükte bir gelinlik. Giydim, kendimi aynada öyle beyazlar içinde görünce bir an her şey o kadar güzelmiş gibi gelmişti ki o hissi hala hatırlarım. Annemin bakışlarındaki hayranlık, benim kendimi ilk defa bir gelin olarak benimsemem. Evlilik fikrinden korkumu (aslında onunla evlenmekten korkuyormuşum), yaşadığım onca sorunu unutturdu gitti. Almak istedim, bir gün bir gelinliği almayı bu kadar çok isteyeceğime hiç inanmazdım ama istedim. Telefonda lafım biter bitmez başladı ağzına geleni saymaya, önce fiyatı, sonra kafama göre annemle gidip bakmam (ona göre kesinlikle annem ayarttı beni, çünkü kız anneleri bunu yapar ve kızlar daima akılsızdır), annem duymasın diye çabam o gelinliği üzerimden nasıl çıkardım ve o moda evinden nasıl çıktık , en önemlisi anneme nasıl bir yalan söyledim hiç hatırlamıyorum. Düğüne, kendisinin müşterisi olan bir kadının oldukça düşük bütçeyle hatta mahsup ettiği sözde benim anlattığım ancak gerçekte alakası olmayan bir gelinlikle katıldım. Evet yanlış okumadın, kendi düğünüme, bana yabancı bir kadın olarak “katıldım”.

Şimdi düşünüyorum da biri beni silah zoruyla mı evlendiriyordu? Hayır. Ben ısrarla olmazı oldurmaya çalışıyordum iyi de neden? Ne için?

Hepsinin bir cevabı vardı. Benim o zamanlar bilmediğim çok sonra anladığım ve sevgi sandığım şeyin aslında tamamen bir kurban halinden başka bir şey olmadığını ve benim bambaşka bir ben olduğum gerçeğini çok çetrefilli yollardan geçerek öğrenecektim.

Ps: Aynı moda evine, 2 sene sonra ablasının nikahı için “ailecek”, damat tarafı olmadan gittik, refleksle “burada gelinlikler çok pahalı” diye ezik bir cümle çıktı ve ardından gelen o asla unutmayacağım söz : “Olsun benim ablam her şeyin en güzeline layık!”

İşte bu o çetrefilli yolun sadece 2. durağıydı….

İlk durak için biraz bekle zira yazmam için önce cümleleri toparlamam gerek. Şiddet öylece anlatılabilen bir mevzu değil hala bir kadın için ülkemde.

YAZAR BİLGİSİ
Seda Türkmen
Öyle romantik biri olduğum söylenemez ama hafif bir müzik ve hafif aydınlatılmış bir ortamda kelimelerle kalemimi ustaca dans ettirebilirim.Bir kuşun kanadından tut da gagasına kadar tüm varoluşsal süreci hikayeme iliştirir hatta oradan bir ders çıkarmana katkı sağlayabilirim.Spritüel oluşumları ve bunların hayatımıza nasıl etki ettiğini sana deneyimleri bol yazılarımla anlatabilir, kendini bulma, kendin olma yolculuğunda seve seve sana rehberlik edebilirim.Oyunculuk gözlemlerimle hayatta üstlendiğimiz rollerin ruh durumu hakkında bilmediğin yanları seni ülke ülke ,şehir şehir gezdirerek sana gösterebilir ,bunlardan kaçı senin de hayatında olduğunu keşfetmeni sağlayabilirim.Kısacası okur, eğer yazılarım ruhuna ulaşırsa sana iyi bir yol arkadaşı olabilirim...Sevgi ve esenlikle kalmanı diliyorum...Seda Türkmen 22 Şubat Cuması Yazarı www.kitapyurdu.com
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Sponsorlu: marketing on etsy - güvenilir takipçi satın alma - icra müdürü - Kore Dizisi izle - anime izle - manga oku