Bir Günde Okuyabileceğiniz 7 Kitap
Bir günde okunacak kitaplar: Okumak insanı rahatlatan en güzel yöntemdir. Ne yazık ki günümüzde pek çok insan hala okuma alışkanlığına sahip değil. Siz de kitap seçmekte ve okumakta zorlanıyorsanız aşağıda önerdiğimiz kitaplara bir göz gezdirin. Kısa ve harika eserleri deneyerek hem kitabınızı bir günde bitirmiş hem de yarım bırakmadan tüm hikayeye sahip olmuş olursunuz.
1. Dönüşüm – Franz Kafka (81 sayfa)
Pazarlamacılık yaparak geçinen Gregor Samsa’nın bir sabah uyandığında böceğe dönüşmesini ve hayatının geri kalanında da bu haline alışmaya çalışmasını anlatır. Gregor Samsa yeni hayatına alışırken, ailesi de Gregor Samsa’nın yeni haline ve Gregor’un çalışmadığı bir hayata alışmak zorundadır.
2. Benjamin Button’un Tuhaf Hikâyesi – F. Scott Fitzgerald (50 sayfa)
Benjamin, garip bir şekilde zamanı tersine yaşamaktadır. İnsanlar yaşlanırken zaman döngüsünde tersine yol alarak gençleşir.
Kitapta Benjamin ‘in yerinde olsam nasıl davranırdım diye düşünebiliyorsunuz. Birçok kez Benjamin’i anladığınızı ve onun için üzüldüğünüzü hissedebilirsiniz. Çünkü farklı yaşlarda hissettiği ile fiziksel gerçekliğinin aykırılığı, toplumsal rollerini yerine getirirken kendinden beklenen ile yapmak, yaşamak istedikleri arasında seçim yapmak zorunda bırakılması gibi ikilemli bir hayatın güçlüğünü görebiliyorsunuz.
1921 yılında F. Scott Fitzgerald tarafından yazıldıktan 87 yıl sonra Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi filme dönüştürüldü. 2008 yılında gösterime giren film En İyi Görsel Efekt Oscar’ı, En İyi Yapım Tasarımı Oscar’ını aldı. Brad Pitt ‘in Benjamin Button’a hayat verdiği film ülkemizde de beğeniyle izlenmiştir.
3. Yalnız Sıkıcı İnsanlar Kahvaltıda Parıldar – Oscar Wilde (64 sayfa)
Oscar Wilde’nin sözlerinin bir araya getirildiği bu kitap hem yazarı hem de hayatı anlamak için okunulması gereken eserler arasında yer alıyor. Katı ahlak kurallarının, tabuların egemen olduğu Victoria döneminde kıvrak zekâsı, ince alaycılığı ve sıra dışı hayatıyla çağının çok ilerisinde düşünen ve yaşayan yaratıcı bir dâhi olan Wilde, aynı zamanda bir eleştirmen ve estetik kuramcısı. Yalnız Sıkıcı İnsanlar Kahvaltıda Parıldar, yazarın sanata, hayata, aşka dair düşüncelerinin yanı sıra gözlemlerine dayalı toplumsal yorumlarının yer aldığı aforizmalardan oluşan eğlenceli bir derleme. Zirveden zindana her daim ışıldayan Wilde, belki de tüm zamanların en nüktedan kalemi.
4. Satranç – Stefan Zweig (72 sayfa)
Psikolojik anlatımları sevenler için kesinlikle listeye eklenmesi gereken bir eserdir. Kitap bir gemide geçer. Yolcular, New York’tan Buenos Aires’e gidiyordur. Arjantin’de düzenlenecek satranç turnuvasına katılacak olan satranç şampiyonu Mirko Czentovic ile Dr. B’nin karşılaşılması ve Dr. B’nin Nazi zulmünden yaşadıkları anlatır. Stefan Zweig’ın intihar etmeden önceki son kitabı olan Satranç, bir yandan da yazarın dünyevi hayata veda etme niteliğini taşır.
5. Kırmızı Pazartesi – Gabriel Garcia Marquez (111 sayfa)
Kırmızı Pazartesi, bir cinayet romanı değil hatta ondan çok daha öte bir anlama sahip. İnsanlar ve bu büyük bir vurdumduymazlık! Kırmızı Pazartesi, adlı romanı Gabriel García Márquez’in çocukluk yıllarında yaşadığı bir kasabada meydana gelen, herkesin bu cinayetin işleneceğini bildiği ama hiç kimsenin de engel olmak için hiç bir şey yapmadığı farklı bir namus cinayetini konu edinmektedir.
6. Fareler ve İnsanlar – John Steinbeck (111 sayfa)
Bir Amerikan rüyasının gerçeğini gözler önüne seren bu hikaye oldukça duygusal ve insani! Küçük bir toprak satın alıp insanca bir hayat yaşamanın hayalini kuran bu ikilinin öyküsünde dostluk ve dayanışma duygusu önemli bir yer tutar. Steinbeck insanın insanla ilişkisini anlatmakla kalmaz insanın doğayla ve toplumla kurduğu ilişkileri de konu eder bu destansı romanında.
7. Albert Camus – Yabancı (119 sayfa)
Okurken kendiniz hakkında da düşüneceğiniz, yaşadığımız hayata karşı ara sıra karşılaştığımız yabancılık hissinin bir tanığı sanki. Albert Camus, Yabancı adlı romanında, hayatı yaşamaya değer görmeyen, ölümü bile rahatsız edici bir doğallıkla kabullenebilen, etrafındaki insanların düşünce kalıplarından uzak bir karakterin birinci ağızdan hikayesini anlatıyor. Kitap, söz konusu kahraman Meursault’un annesinin ölümü ile başlıyor.