Türkiye’de Büyük Kuraklık Tehdidi: Barajlar Alarm Veriyor
Türkiye’deki büyük kuraklık tehlikesini ayrıntılı bir dille ele alan bu içerik, barajların alarm verdiğini, etkileri ve alınan önlemleri net bir şekilde özetler.
Ülke genelinde su kaynakları kritik seviyelerde. Öncelikle İstanbul üzerinden başlayan tablo, baraj doluluklarının ciddi şekilde düştüğünü gösteriyor; bu durum kentin içme suyu ihtiyacını karşılayan barajlarda kayda değer bir azalma anlamına geliyor.
Kenti besleyen barajlarda doluluk oranı bugün için %29,87 seviyesinde ölçülüyor. Ömerli, Darlık, Elmalı, Terkos, Alibey ve Büyükçekmece gibi ana su tedarikçileri de bu düşüşten etkilenmiş durumda. Sazlıdere, Istrancalar, Kazandere ve Pabuçdere gibi alt birimlerden gelen su miktarları ise bölüm bölüm değişkenlik gösteriyor. Toplamda 868 milyon 683 bin metreküp kapasiteye sahip olan barajlar, bugün sadece 259 milyon metreküp su biriktirebiliyor.
İstanbul’un yağışların azalmasıyla 349,42 kilogram/metrekarelik bir yağış kaydıyla bu yıl barajlara düşen su miktarı söz konusu. Buna ek olarak Melen ve Yeşilçay kaynaklarından da yaklaşık 417,58 milyon metreküp su temin ediliyor. Günlük tüketim ise 3 milyon 237 bin metreküp olarak kaydedildi; bu miktarın regülatörlerden gelen payı daha küçük, çoğu barajlardan karşılanıyor.
İSKİ verileri 2015’ten 2025’e kadar baraj doluluk oranlarının yıllık göstergelerini de ortaya koyuyor. 2015’te %62,15 olan oran, 2023’te %22,68’e kadar gerilemiş ve 2025 yılında %29,87 olarak kaydedilmiştir.
Bursa’da durum daha da kritikleşti: Ana su kaynağı olan Doğancı ve Nilüfer barajları kuraklık nedeniyle sadece %3,84 dolulukta. Bu seviye, şehirdeki 12 günlük su stoğunu gösteriyor. Nilüfer 60 milyon, Doğancı ise 125 milyon metreküp kapasite sunarken mevcut doluluk yüzdesi son derece düşük.
Nilüfer ve Doğancı barajlarının etkileyici küçülmesi, Yıldırım, Nilüfer, Osmangazi ve Gürsu gibi bölgelerdeki içme suyu ihtiyacının karşılanmasında kritik zorluklar doğuruyor. Bölgedeki su ihtiyacının yaklaşık %85’i bu iki kaynaktan karşılanıyor ve dalgalı durum su güvenliğini tehdit ediyor.
Ankara için durum rutinleşen bir kesinti süreci halinde ilerliyor. ASKİ, 6 Ekim’e kadar dönüşümlü su kesintilerini uygulamaya koydu. 1. CTP hattı ve 2. CTP hattında baş gösteren arızalar nedeniyle Kızılırmak’tan gelen su miktarında düşüş yaşandı. Şehri korumak adına planlanan kesintiler, günlük hayatı en az etkileyebilecek şekilde organize ediliyor.
İzmir için alarm verici tablo: Gördes Barajı tamamen kuruma noktasına gelirken Tahtalı Barajı’ndaki doluluk %5,57 düzeyinde. Uzun süreli yağış eksikliği ve artan buharlaşma, suyun yenilenmesini bekleyen kentte ciddi endişelere yol açıyor. Bu durum kentin günlük su ihtiyacını karşılayabilen altyapıyı da baskı altında bırakıyor.
Bilecik’te tarımsal sulama zarar görüyor. Günyurdu ve Esere barajlarındaki su seviyelerinin düşmesi, tarım alanlarında verim kaybına zemin hazırlıyor. Özellikle şerbetçi otu ve boncuk fasulyesi gibi sulamaya bağımlı ürünlerde üretimde gerileme söz konusu. 11 bin 400 dekar alanda kullanılan sulama göletlerinde su azalması, ürün verimlerini aşağı yönlü etkiliyor.
Osmaniye’de Aslantaş, Mehmetli ve Kalecik barajlarında doluluklar düşüyor. Bu bölgede tarımsal sulamaya dayalı ekonomik faaliyetler zayıflarken, baraj hacimleri 2024’te görülen seviyelerin çok altında seyrediyor. Tekirdağ’daki Kırkkepenekli Göleti de kuraklığın etkileriyle kuruma yaklaşmış durumda; tarımsal sulama amacıyla kullanılan bu gölette su seviyesi dramatik biçimde azalmış durumda.
Genel tablo olarak kuraklık, şehirlerin içme suyu güvenliğini ve tarımsal üretim potansiyelini tehdit ediyor. Yağışların az olması, sıcaklıkların yüksek seyrini sürdürmesi ve bu durumun buharlaşmayı tetiklemesiyle birlikte, baraj kapasiteleri üzerinde baskı artıyor ve uzun vadeli planlamalarda ciddi riskler doğuruyor. Bu süreç, sadece günlük yaşamı değil ekonomiyi ve gıda güvenliğini de kapsayan geniş bir kırılganlık yaratıyor.