Son Zamanların Teknoloji Trendleri
Bilindiği gibi son iki yılda yaşanan pandemi kaynaklı aksamalar, ilginç şekilde muazzam fırsatlar getirmiş; işletmeler açısından dijital teknolojilerin anlaşılması, benimsenmesi ve bunlara yatırım yapılması hızlanmıştı. Bazı insanlar bilgisayar veya telefonlarının depolama alanının bitmesi ya da güncellemeleri yüklemek dışında teknoloji trendleriyle ilgilenmeseler de artık teknoloji; inovasyonla eş anlamlı hale geldiğinden işimizi geleceğe hazırlamak ya da yaşamımızı, çalışma şeklimizi yeniliklere adapte etmek için dijital trendlerden haberdar olmamızı gerektiriyor.
Bu nedenle bugün, yapay zeka ve makine öğreniminin evrimini yeni zirvelere ulaştıran, kendi kendine öğrenen algoritmaları, otonom arabaları ve sanal asistanları daha da geliştiren, Blockchain’i finans sektörünün ötesine taşıyan teknoloji trendlerine göz atıyoruz.
Yapay Zeka ve IoT
İşletmelerin çoğu bir yandan dijital evrimin çok sayıdaki avantajından yararlanırken bir yandan da bu gelişmelerin oluşturabileceği tehlikeleri engellemenin yollarını arıyor. Geçmişte şirketler, çevrimiçi güvenlik riskleri nedeniyle yapay zeka girişimlerini benimseme konusunda çekimserdi.
Ancak yeni teknolojik trendler yapay zeka ve makine öğrenimindeki ilerlemelerin veri kalıplarını tanımaya ve güvenlik risklerini zamanında engellemeye yardımcı olabileceğini kanıtladı. 2027 yılına kadar 46,3 milyar dolara ulaşması beklenen siber güvenlik odaklı yapay zeka pazarının 2021 ile 2027 arasında %23,6 oranında büyüyeceği tahmin ediliyor.
Bilgi teknolojisindeki en son trendlerde sohbet robotları ve sesle çalışan teknolojiler, şirketlerin kısa vadeli planlarında aktif olarak yer alırken, yapay zeka özellikli kullanıcı arayüzlerinin ve süreç otomasyonunun 2025 yılına kadar etkin bir şekilde kullanılacağı öngörülüyor.
Artık bileklerimizde, cebimizde, arabalarımızda, TV ve buzdolabı gibi ev aletlerinde bulundurduğumuz bilgisayarlar, işlem gücü arttıkça mikroçiplerinin boyutları küçülmeye devam ettiğinden daha hafif, daha küçük, daha güçlü ve daha ucuz. Günümüzün uygun fiyatlı akıllı telefonları bile, 10 yıl önceki süper bilgisayarlardan çok daha güçlü.
Blockchain
Güvenlik konusunda yapay zeka kadar adından söz ettiren bir diğer gelişme bir süredir üçüncü tarafların işlemleri denetleme, kontrol etme veya doğrulama gücünü ortadan kaldırma özelliğiyle popüleritesini koruyan Blockchain. Dubai hükümeti, blockchain destekli vize başvuruları ve dijital pasaport kontrollerinden üniversite kayıtlarına kadar 20’den fazla kullanım alanı belirlemiş durumda.
Estonya’nın ise blokchain teknolojisinin oylama, eğitim, sağlık ve bankacılığa yönelik uygulamalarına odaklandığı biliniyor. New York’ta blockchain, tıbbi kayıtların gizliliğini korumak ve COVID-19 aşısı için dijital kimlik bilgileri sağlamada kullanılıyor. Colorado ve Illinois’de, mülk tapularını anında doğrulayabilme ve yayınlayabilme konusunda blockchain’den yararlanılıyor.
Diğer eyaletler de ehliyet verileri ve seçmen kaydı için blockchain’i radarlarına almış durumda. Bu alandaki inovasyonunun özel sektör örnekleri arasında ise tedarik zinciri aracılığıyla aşıların ve diğer ilaçların güvenilir bir şekilde uçtan uca takibini önemseyen ilaç firmaları yer alıyor. Ayrıca uçak bakım kayıtlarını doğrulamak gibi amaçlar için blockchain kullanan havayolları şirketleri de mevcut.
Robotik
Teknoloji trendleri arasında olmazsa olmazlardan biri diyebileceğimiz robotik; birçok işçinin geçimini tehdit edebilme potansiyeline sahip olsa da perakende, tarım, madencillik, üretim, depolama, sağlık hizmetleri gibi çok sayıda alanda yeni iş fırsatları yaratıyor ve mevcut olanları değiştiriyor.
Edge Bilişim
Bulut bilişimin, vds gibi bulut tabanlı sanal sunucu çözümlerinin artık iyice benimsendiği yıllardan geçerken Edge bilişim de hızla artan IoT cihazları nedeniyle giderek daha fazla dikkat çekici hale geliyor. 2025 yılına kadar 27 milyar IOT cihazının dünya çapında kullanımda olacağı öngörülüyor. Bu, örneğin arabalardan, petrol kulelerinden veya fabrikalardaki bağlı cihazlardan her zamankinden daha fazla verinin buluta gönderileceği anlamına geliyor.
İşte Edge bilişim, bu verilerin cihazlarda gerçek zamanlı ve yerel olarak işlenmesine izin veriyor. Bu örneğin otonom sürüşte, kararları olabildiğince çabuk verebilmek için sensörlerden gelen verilerin gerçek zamanlı olarak işlenmesi gibi alanlarda gerekl çünkü gecikmelerin yüksek olması insan hayatına mal olabilir. Bu nedenle bu tip alanlarda Edge bilişimin; IoT cihazlarında ve siber güvenlikteki gelişmelerle birlikte ivme kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Hizmet Olarak Sunulan Teknolojiler
Geçtiğimiz dönemde Twitter, pandemi sona erdikten sonra bile çalışanlarına home office seçeneği sunmayı garanti etmişti. Yakın gelecekte de dünya çapında çalışanlara evden çalışma seçeneklerinin sunulmaya devam edileceği bunun da yazılım gibi hizmet olarak sunulan teknolojileri daha da popüler hale getireceği öngörülüyor. Hibrit bulut çözümleri zaten hızları, kontrol kolaylıkları ve güvenlikleri sayesinde hızla büyüyen teknolojiler arasında. Bunun en önemli örneği olan Zoom, hatırlarsanız bulut tabanlı bir yazılım hizmeti olarak pandemideki devasa talebi kolaylıkla karşılayabilmişti.
Giyilebilir Teknoloji
Giyilebilir teknoloji cihazları özellikle sağlık ve fitness sektöründe son yılların sevilen trendlerinden. Uzun vadede giyilebilir teknolojinin akıllı telefonların yerini alması bekleniyor.
5G
Uzaktan çalışmanın giderek yaygınlaştığı günümüzde, video konferans gibi online ekip çalışmaları için güvenilir bağlantı ve daha fazla bant genişliği ihtiyacı artmış durumda. Bu; ultra hızlı bağlantı ihtiyacının da altını çiziyor. Çin’in 5G açısından öncü olarak kabul edildiğine, dünyadaki tüm büyük akıllı telefon üreticilerinin (Samsung, Apple, Xiaomi, Motorola …) 5G’yi destekleyen akıllı telefonları piyasaya sürdüğüne şahit oluyoruz. 5G’nin küresel iletişimde devrim yaratması ve hiper bağlantılı toplumlara yol açması bekleniyor.
Sonuç olarak AR/VR kulaklıkları, IoT çözümleri, robotlar ve insansız hava araçları gibi gelişen teknolojilerin her geçen gün daha fazla geleceğimizi şekillendirmeye aday olduğunu, işletmeler ve yaşantılarımız açısından bu eğilimleri izlememizin ve yeni trendleri anlamaya çalışmamızın zorunluluk olduğunu söyleyebiliriz.