Scorsese’yi Penahi’ye Sarılarak Destek Olan İran Sinemasındaki Baskıya Karşı Açık Çağrı
İran sinemasındaki baskıya karşı Scorsese ve Penahi’a dayanışmalı açık çağrı: özgür ifade için dayanışma ve sesin gücü.
New York’ta bir söyleşi sırasında iki usta yönetmen aynı sahneyi paylaştı: Martin Scorsese ile Cafer Penahi. Penahi’nin Scorsese’yi “sinema tanrısı” olarak nitelemesi salonda sıcak bir hava estirdi ve tartışma hızla İran sinemasındaki baskılara yöneldi. Scorsese, dünya çapında bu filmlerin desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak çağrıda bulundu. Penahi ise sansüre rağmen üretimin devam ettiğini anlatarak, ülkedeki baskılarla baş etmenin zorluklarını paylaştı.
Buluşma kısa süreliğine kültür gündeminin en konuşulan konusu haline geldi. Etkinliğin ertelenmesi, vizelerin sorunlu olması nedeniyle bir hafta gecikmeyle gerçekleşti ve ilk sohbet fotoğrafları sosyal medyada hızla yayıldı. Penahi’nin sahnedeki sözleriyle Scorsese’yi kucaklaması, dayanışmanın altını çizdi. Usta yönetmen, İran’daki meslektaşlarının zorlu koşullarda çalıştığını hatırlatarak yayın platformlarına açık bir mesaj gönderdi: “Bu filmler desteklenmeli; Criterion, Mubi, Amazon gibi platformlar için bir mazeret yok.”
Penahi, İran’da kalıp üretimini sürdürmenin verdiği yükü şöyle özetledi: “Bana dokunan sansür, benim için çocuk oyuncağı değil; İran sinemasının omurgasını oluşturanlar dışarıda kaldı. Orada kalıp çalışmayı sürdürdüğüm için cesaretli adımlar atmaktan vazgeçmedim.” Yıllar boyunca filmlere, yazıya ve röportajlara erişimin kısıtlandığını hatırlatan yönetmen, bu baskılar altında bile enerjisini nasıl yönettiğini paylaştı. Ayrıca genç İranlı sinemacıların sansüre direnişle, kendi topraklarında üretmeye devam ettiklerini vurguladı.
Penahi, aynı zamanda İran’da süregelen değişimin kadınların direnişiyle ivme kazandığını ve bu dinamizmin sinemayı dönüştüreceğini dile getirdi.