Sansürün Ardında: Necmi Sancak’ın Ödüllü Filmi İçin Anlaşma Feshedildi
Sansür iddialarını derinlemesine ele alan bu içerikte, Necmi Sancak’ın ödüllü filmi için anlaşmanın feshi süreci ayrıntılarıyla inceleniyor.
Gazze’ye insani yardım götürme amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu, dünya gündeminin odak noktası haline geldi. Filoya katılan birçok aktivistin arasındaki Türkler ve özellikle yönetmen Necmi Sancak, hedef olan Gazze’ye ulaşma çabasıyla dikkat çekti. Filonun içindeki gelişmeler ve karşılaştığı engeller, küresel kamuoyunun yoğun takibi altında sürdü.
İsrail askerlerinin müdahalesi sonucu 100’ün üzerinde aktivistin gözaltına alınması ve Mikeno adlı geminin Gazze karasularına girdikten sonra el konulması, süreci daha da gerginleştirdi. Ödüllü yönetmen Necmi Sancak, bu yardım girişimine katılımıyla gündeme geldi ve filoyla dayanışma amacıyla hareket etti.
Ne yazık ki, Sancak’ın filoya katılımı, film projeleriyle ilgili sözleşmeleri bağlamında tartışmalara yol açtı. Sancak’ın başrolünde yer aldığı Ayşe adlı film, UIP (United International Pictures) tarafından dağıtım anlaşmaları yapılırken, Sumud Filosu’na katılması nedeniyle sözleşmenin iptaliyle karşılaştı. Sancak, süreci şu sözlerle özetledi: “Filmin festivallerden ödüllerle döndüğü dönemde, dağıtım anlaşmaları için görüşmeler sürüyordu. Ancak Sumud Filosu’nun faaliyetlere katılacağımı öğrendiklerinde, bu durumu onaylamadan sözleşmeyi iptal ettiler.” Sanatçı olarak insani duruşunu vurgulayan açıklamasıyla, Filistin’e destek vermenin herhangi bir siyasi angajmana değil, vicdani sorumluluğa dayandığını belirtti. “Bu insani çabayı suç gibi göstermek,” dedi, “ve dünyanın en büyük dağıtım şirketlerinden UIP’nin kararını eleştirdi.”
Bu süreçte Sancak, sanatsal faaliyetlerinin kriminalize edilmesini reddederek, insanlık adına yüksek bir sorumluluk taşıdığını ifade etti. Yaşananlar, bebeklerin ölümü ve sivillerin maruz kaldığı zulüm karşısında sanatçıların susmaması gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Sancak, bu zor dönemde sanatın insanlığın temel değerlerini koruma görevi olduğuna inandığını ve masum insanların hayatına mal olan her kötülüğe karşı sesini yükseltmek zorunda olduğunu vurguladı. Bu çaba, bazı kesimler tarafından cezalandırılabilecek olsa da, onun için onurlu bir duruş olarak nitelendi.