‘Müftülük Görevlisinden Öğrenciye Tekme’ Haberine CHP’li Vekilden Tepki: ‘Çocukları Kimlere Emanet Ediyoruz’

CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, ÇEDES kapsamında derse giren müftülük görevlisi İ.A.’nın bir öğrenciye şiddet uyguladığı iddiasına tepki gösterdi. 

Demir ‘Okullara dini eğitim adı altında şiddete meyilli, çocuk dilinden anlamayan kişileri doldurdular’ dedi. 

Demir, ÇEDES Projesi ve olayla ilgili şu ifadeleri kullandı:

‘ÇEDES projesi baştan aşağı hatalı ve tehlikeli bir projedir. Müftülükten gönderilen görevliler öğretmen değildir. Bu görevlilerin pedagojik eğitimleri yok, çocuklarla nasıl iletişim kurulur, bir eğitimci nasıl davranmalıdır bilmiyorlar. ÇEDES projesi bahanesi ile okullara tarikat ve cemaat anlayışını ve oradaki yanlış eğitimi yerleştirmeye çalışıyorlar. Bugün bir ilkokul öğrencisi ÇEDES kapsamında okulda çalışan bir din adamından şiddet görüyor. Öğrencinin velisi okula gelip görevli ile tartışıyor. O sırada orada bulunan başka bir öğretmen veliye sakin olmasını, kendisinin de ÇEDES’e karşı olduğunu söylüyor. Bunun üzerine görevli, veliye ‘Bak bak çocuğunu emanet ettiğin zihniyete bak’ diyor. Bu olayların yaşandığı yer bir okul, bu ailelere ve öğrencilere yazık değil mi? Bu tarz olayların yaşanması aileleri derinden yaralıyor. Okul öğrencilerin ve öğretmenlerindir, ancak Bakanlığın okullara doldurduğu ‘öğretmen bile olmayan’ görevliler kendi krallıklarını ilan etmiş durumda.

Daha sonra ise olaya ilişkin öğretmen okul müdürüne dilekçe vermek istiyor ve kendisini hedef gösteren ve öğrenciye şiddet uyguladığı iddia edilen görevli hakkında işlem yapılmasını talep ediyor. Ne mi oluyor? Dilekçeyi okul yönetimi kabul etmiyor. Öğretmen dilekçenin kabul edilmemesi üzerine bu sefer de Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuru yapıyor. Olay büyüyünce görevli İ.A.’nın okul ile ilişiği kesilmek zorunda kalınıyor. İşte değerler eğitimi diye övündükleri ÇEDES projesi bu. Bakanlığın bu konuda bir an önce önlem alması gerekiyor. Çocuklarımız bu şiddet faillerinden uzak tutulmalı ve ÇEDES saçmalığına son verilmelidir.’