Merkez Bankası’nın Sadeleşmesi Ne Anlama Geliyor? Uzmanlar Nasıl Yorumluyor?

Bloomberg HT’ye konuşan Deriner, ‘İlerisi için ekonomiye genel açıdan bakarsak da olumlu bir karar. Uzun süredir sadeleştiğimizi, uzun zamandır söylüyoruz. Bunun meyvelerini de az da olsa alıyoruz’ ifadelerini kullandı ve sözlerine şu şekilde devam etti:

KKM’deki rakam çok ciddi. İhracatçılardan alınan ve onlara getirilen bazı yükler vardı. Şimdi bunların hepsi bir şekilde yavaşlıyor. Bir yandan da faiz yukarı gitmeye devam ediyor. Onunla beraber mevduatlar da yukarı çıkmak zorunda kalacakmış gibi duruyor. Bankalar açısından en önemli şeyin TL mevduat olacağı görülüyor. Ekonominin ciddi problemleri var, bu problemler alınan kararlarla birlikte bir anda çözülecek değil ama bundan sonra gelen olumlu adımları normalleşmeye dönüş olarak görüyorum.

Ekonomim’den Şenay Zeren’e konuşan Gedik Yatırım Başekonomisti Serkan Gönençler, düzenlemeyi beklenen bir adım olarak nitelerken, TCMB’nin de TL mevduat faizlerindeki düşüşten rahatsız olduğunun anlaşıldığını belirtti. Mevduat faizlerinde yeniden yükseliş beklerken, menkul kıymet tutma şartlarının büyük ölçüde kaldırılmasını da sadeleştirme adına önemli buldu. Bankaların üzerindeki mali ve de operasyonel yükler hafiflerken, tahvil faizlerinde de yükseliş beklenebileceğini iletti.

Ekonomim’den Şenay Zeren’e konuşan Ata Yatırım Hazine Genel Müdür Yardımcısı Etem Öztekin, daralan kredi büyüme hızının yukarı gideceğini beklerken, ‘piyasadaki nakit sıkışıklığının çözülmesi açısından pozitif bir gelişme’ olduğunu belirtti. Ekonomik aktivitedeki yeniden olası hızlanmanın ise enflasyon üzerinde olumsuz etkilerinin de görüleceğini vurguladı. Diğer handikapın da kredilerin dövize yönelmesi olduğunu belirtirken, bunu engellemek için de TL mevduat faizlerinin cazip olması gerektiğini belirtti. 

Borsada krediye ulaşamayan reel sektörün tahvillerinde ihraçların azalabileceğini ve bunu da hisse senedi piyasası için olumlu olacağını da ekledi.

Ekonomist Serdar Pazı, Ekonomim’den Zeren’e konuşurken, PPK karar metnindekilerin hemen karşılık bulduğunu vurgularken, önceki dönemin ‘Ne olursa olsun faizleri düşük tutayım’ yaklaşımının kademeli gevşetilmesi ve kaldırılması sürecinin devam ettiğini belirtti: ‘Yani aslında eskiye ve olması gerektiği gibi normale dönüş olarak değerlendirebiliriz.’

Bankaların karlılığı üzerinde baskının ortadan kalkması anlamına da gelen düzenlemelerde, ‘Enflasyonun yarısı kadar mevduat faizi varsa TL değer koruma aracı olarak görülecek mi, yani bankaların tahvil alma ve yüksek mevduat faizi verme motivasyonu azalıyor. Peki, yatırımcı bu durumda ne yapacak?‘ sorusunu da yöneltti ve beklentiler için, ‘Altın, eurobond ya da TL varlıklar dışındaki yatırım alternatiflerine ilgi artacak mı, göreceğiz‘ dedi.

Ekonomist Hikmet Baydar da Zeren’e konuşanlar arasında olurken, TCMB PPK metninde 3 maddeye dikkat çekti: Yurt içi talepteki güçlü seyir, Hizmet fiyatlarındaki katılık, Enflasyon beklentilerindeki bozulma.

Bu faktörlerin, jeopolitik gelişmelerdeki enflasyon görünümündeki risklerin faiz oranlarıyla kontrol edilemeyeceğini, aylık enflasyondaki yavaşlama eğiliminin faiz artışıyla kredi kullanımlarında reel sektörü zorlayabileceğini belirtti. 

‘Kur nedeniyle oluşan ihracat avantajının, iç piyasada fiyatların düşmesine engel olduğu gözlerden kaçmış gibi görünüyor’ diyen Baydar, ‘bankaların tahvil portföyünü boşaltarak kredi verme imkanının’ artacağını da söyledi.

Bloomberg HT’ye konuşan Fayat, son dönemdeki ‘iki yüz küsur düzenlemeyle’ reel sektörün krediye ulaşımda kullanımında ‘çok önemli sıkıntılar’ yaşadıklarını vurgularken, yeni ekonomi yönetiminin attığı adımları önemli bulduklarını iletti. Fayat, özellikle ana ihracatçı konumdaki firmalara yönelik düzenlemeyi çok değerli bulduğunu da vurguladı.