İstanbul Başakşehir’de yılbaşı gecesi bir kediyi tekmeleyerek öldüren İbrahim Keloğlan’ı tanımayan yoktur sanıyorum.
Neden bu olay tekrar gündem oldu derseniz.
İbrahim Keloğlan’a verilen hapis cezası ertelendi. Cevabını verebilirim, haberi okuduğumda kanım dondu.
Daha sonra savunmasını okudum.
Katilin savunması bu şekilde ‘Benim de bir kedim vardır, olay günü yılbaşıydı, aşırı stres ve yorgunluk ile evime dönmüştüm. Kafamda eşimin beklediği hamilelik testinin sonucu vardı, eve gittiğimde eşim bana çocuğumuzun olamayacağı ve bu durumu daha önceden bilip benden gizlediğini söyledi. Eşim konuşmanın devamında beni teselli etmek için gerekirse bir iki kedi sahiplenebileceğini belirtti. Bu durum benim daha fazla üzülmemi sağladı, bunun üzerine evden çıktım. Evden çıktığımda hüngür hüngür ağladım, hayat çok acımasız geldi, ölmek istedim, aracıma gittim, sonrasında gidecek bir yerim olmadığı için apartmanıma girdim. Sonrasında asansöre bindim, asansörde kediyi gördüm, ayağımla yere vurup kovmak istedim, attığı pençe ile beni yaralayınca kendimi tamamen kaybettim.”
Şimdi elimize vicdanımıza koyarak cevap verelim, bu kedinin suçu neydi? O an orda olmak dışında.
Bir insan zaten öfkesine, sinirine hâkim olamıyorsa bu onun öfke kontrolü konusunda problem yaşadığını ve psikolojisinin bozuk olduğunu gösterir.
Anlattığı her şey savunması da dahil olmak üzere hepsi birer bahane, altta yatan kuvvetle muhtemel yetersizlik duygusunu aktarmak için kediyi kullanmıştır.
“Peki bu ilerleyen dönemde bir insana yönelir mi?” sorusu akıllara geliyor. Evet yönelebilir, tarihin tozlu sayfaları böyle katillerle dolu, hatta bir katil önce kedileri öldürüyor, daha sonra bunun ilgi çekici bir şey ve gündem olduğunu fark edince öldürmeye devam ediyor ve en sonunda bir insanı işkence ile öldürüyor, hatta Netflix daha sonra bu katilin belgeselini de çekti.
İş bu kadar ciddiye binebilir, öfke kontrolü olmayan insanların bizler için tehlikesi sandığımızdan büyüktür, biz bu insanları trafikte levyeyle bize saldırırken bulabiliriz ya da doktora yumruk atarken. Bunlar bizim ülkemizde aşina olduğumuz olaylar, şaşırmayın.
Ama bunlara alışıp olayı normalleştirmemek bir an önce katilin cezasını alması ve diğer insanların bundan ders alması gerekmektedir, aksi takdirde olacakları öngöremiyorum bile.
Diyeceksiniz ki altı üstü bir kedi bir hayvan.
Arkadaşlar o da bir canlı, katillik sadece insan öldürmekle olmuyor, ayrıca bu insanın ya da bu psikolojideki insanların toplumumuzun ruh sağlığını bozduğu kanaatindeyim.
Biz şimdi sesimi çıkarmazsak ne zaman çıkaracağız, daha kaç tane kedi köpek ölsün diye bekliyoruz?
Zaten yıllardır ruh sağlığı meslek yasamız çıksın diye beklerken, her gün daha kötü bir olayla karşılaşıyoruz.
Öfke kontrolü ciddi bir ruh sağlığı problemidir, tedavi altına alınmazsa birey hem kendine hem çevresine çok zarar verir.
Eğer bu yazıyı okuyanlar arasında öfkeme hâkim olamıyorum diyenleriniz varsa sonunuzun böyle olmayacağını garanti edemem, bir an önce uzman kişiden desteğinizi almanızı öneririm.
‘Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir.’ ©Onedio