Kredi Faizleri Yükselirken, Alma-Verme Dengesi Sorunlu: Düşük Faizli Kredilerin Nereye Harcandığı Ortaya Çıktı

Merkez Bankası’nın yaz başından bu yana kritik olan faiz kararlarında ekim ayı etabının bulunduğu haftaya girerken, kredi faizlerinde ‘survive’ eden şirketler ve vatandaşlar ne durumda? Kredi talebi düşüyor mu? Bankalar kredi veriyor mu? Düşük faizli …

Kredi Faizleri Yükselirken, Alma-Verme Dengesi Sorunlu: Düşük Faizli Kredilerin Nereye Harcandığı Ortaya Çıktı

Merkez Bankası’nın yaz başından bu yana kritik olan faiz kararlarında ekim ayı etabının bulunduğu haftaya girerken, kredi faizlerinde ‘survive’ eden şirketler ve vatandaşlar ne durumda? Kredi talebi düşüyor mu? Bankalar kredi veriyor mu? Düşük faizli kredilere ne olduğunu TCMB araştırırken, faiz beklentilerinde de umut var mı? Gelin bu geniş derlemeli içeriğe birlikte bakalım.

Faizde beklentiler yükseliyor: “Yüzde 37 olsa da yetmez, başarı hedefi varsa daha yüksek oranlar kaçınılmaz.”

Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş,TCMB’den perşembe günü gelecek olan kritik faiz kararının seçenekleri değerlendirirken, ‘Türkiye’de her şey olur! Baksanıza nasıl geniş bir yelpazeden söz ediyoruz’ ifadeleri dikkat çekti.

Faizin sabit kalabileceği ya da 5 puan artışla yüzde 35’e çıkabileceği de düşünülürken, ‘Ama bir de bakmışsınız, 5 puan da aşılmış ve yüzde 35’in üstünde bir oran belirlenmiş. Amacın ne olduğuna, zihinlerden ne geçtiğine bağlı’ yorumunu yaptı.

Aktaş, ihtimaller üzerinde dururken, faiz artışlarının enflasyonla mücadelede yeterli olmadığını söyleyerek 1 yıl sonraki enflasyonda beklentinin en düşük ihtimalle yüzde 35-40 aralığında olacağı belirlenirken, politika faizinde bu oranlarla enflasyonla mücadelenin yetersiz kalacağını belirtti.

Aktaş, faizin ne amaçla artırıldığına odaklanmak gerektiğinden bahsederek, iki seçenek belirtti: 

Faizi enflasyonla mücadele amaçlı olarak mı artırıyoruz; yoksa yabancı yatırımcı çekmek, döviz sorunumuzu hafifletmek için mi? Bu oranlarla iki konuda da başarı sağlanamadığına göre, gerçekten bir başarı hedefimiz varsa daha yüksek oranlar kaçınılmaz. Yok eğer ‘Seçime kadar böyle idare edelim, sonra bakarız’ diyorsak, o başka.

Merkez Bankası’nın yaptığı araştırmada da düşük faizle ilgili sonuçlar dikkat çekti. 2021 sonlarında başlayan faizde düşüş ve seçim ekonomisi uygulanan dönemlerde, şirketlere dağıtılan düşük faizli kredilerin yatırım ve istihdama dönmeyerek, dövize yatırıma yöneldiği görüldü.

Sözcü’den Tolga Uğur’un aktardığına göre, önceki Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun da sanayiciyle arasında polemiğe neden olan İSO, TOBB gibi büyük birliklerde de konuşulan ‘ucuz finansmanın’ dövize yatırıma yöneldiği görüldü.

Merkez Bankası, ‘Ani Kredi Büyümesi ve Firma Davranışı: Bir Vaka Analizi’ başlıklı araştırmasında, özellikle “seçim ekonomisi” döneminde ‘aşırı’ ve ‘seçici olmayan (selektif)’ kredi büyümesinin, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde verimlilik artışına neden olmadığını teyit ettiğini belirtti.

Araştırmada, 2022 yılının ilk 6 ayında, 2021’in aynı dönemine göre, kredi/satış oranını artıran firmalarda net döviz alımı yüzde 773 olurken, azaltan firmalarda da net döviz alımı yüzde 151 arttı.

Kredilerdeki aşırı büyüme, fiyat ve finansal istikrarda bozulmaya yol açarken, ekonominin dış şoklara karşı savunmasız hale gelmesinin ana nedenlerinden oluyor. Bu da son 2 yılda ekonomide yaşananları özetliyor.

Kredilerdeki ucuzlama, enflasyon ve kurdaki oynaklık nedeniyle de ihracat ve satış yerine, ithalat, vadesinden önce yabancı para borç kapatma ve net döviz alımlarına yöneliyor. Net döviz alımları, ortalamada bu süreçte firma başına yaklaşık 28 bin dolar artış gösteriyor.

Günümüzde ise herkes aynı düşünmese de kredi talebinin durma noktasına gelmesi konuşuluyor.

Haziran ayından bu yana 2150 baz puan yani 21,5 puan artışla yüzde 8,5’ten yüzde 30’a çıkan politika faizinin 26 Ekim’deki toplantıda da 500 baz puan artışla yüzde 35’e çıkması bekleniyor. 

Veriler, ticari kredilerin yavaşladığını gösterirken, mevduat faizlerindeki yükseliş de ivme kaybetti, hatta yer yer geri vitese bile geçti denilebilir. 

Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün aktardığına göre, TCMB’nin faizlerdeki yükselişle parasal sıkılaştırma adımlarının etkileri görülüyor. Kredi faiz oranları yüzde 60’ların üzerine çıkarken, her iki tarafta da yani kredi şirketler ve kredi veren bankalarda da iştah kesti.

Geçen haftalarda ticari krediler, bireysel kredileri aşan bir büyüme yakalarken, sürdürülebilir olmayan süreçte, BDDK verilerinin gösterdiğine göre büyüme yüzde 17,02 seviyesine geriledi.

Bir önceki haftada ticari kredilerdeki büyüme, tüketici kredilerini geride bırakarak yüzde 18,28 oranında olmuştu. Tüketici kredilerinde büyüme yüzde 14,94 olurken, mayıs ayında bu oran yüzde 100’ün üzerinde olmuştu.

BDDK verilerinde, bankacılık sektörü kredi hacmi 13 Ekim haftasında artarak 10 trilyon 751 milyar 390 milyon liraya yükseldi. Toplam kredi hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 55,7 oranında artış kaydederken, TCMB EVDS verilerinde toplam ve bireysel kredi hacimleri grafiğe bu şekilde yansıdı.

Mesele Ekonomi’de Erdal Sağlam da kredi talebindeki durmayı şu şekilde açıkladı:

Kredilerin durmadığını düşünenler de oluyor. Kredi, elektrik ve sigorta hesaplamaları yapabildiğiniz “encazip” CEO’su talebin her ay iki katına çıktığını belirtiyor.

Cumhuriyet’ten Ali Can Polat’a konuşan, encazip.com CEO’su Çağda Kırım, yükselen politika faizlerinin kredi talebine engel olmadığını düşünenlerden olurken, talebin her ay iki katına çıktığını söylüyor. 

Kredi talebindeki artışın aynı şekilde onaylanmadığını da belirten Kırım, bankaların 70 bin liraya kadar olan kredi taleplerini karşıladığını ancak daha üstüne çıkmakta zorlandıklarını belirtiyor. Mevduat faizlerinin ortalama yüzde 52, kredi faizlerinin de yüzde 65 olduğunu belirten Kırım, faizlerin enflasyonun altında olduğunu düşünenlerin kredi talebinin sürdüğünü vurguladı.

Eski TCMB başkan yardımcılarından Prof. Dr. İbrahim Turhan da düşük faizli kredilerin yarattığı gelir adaletsizliğine değindi.

Turhan, yakın geçmişte verilen düşük faizli kredilerin fonlamasını sorgularken,

Ekonomi yönetiminin önceliklerini de şu şekilde sıraladı.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.