İçme Suyu Tükenebilir: İstanbul, Adana, Diyarbakır İçin Tarih Açıklandı

İklim değişikliğinin etkileri giderek daha net bir şekilde görünürken, bazı büyük şehirler için içme suyu güvenliği üzerine endişeler artıyor. Uzmanlar, Türkiye’nin dört büyük kenti için gelecekte su kaynaklarının sürdürülebilirliğinin ciddi şekilde zorlaşabileceğini işaret ediyorlar. Verilen projeksiyonlar, Adana ve Mersin’in 2030 yılına doğru, İstanbul ve Diyarbakır’ın ise 2050’ye yaklaşırken Sıfır Günü Kuraklığı ile karşı karşıya kalabileceğini öne sürüyorlar. Bu kavram, musluklardan suyun akmadığı ve içme suyu kaynaklarının tükenebileceği korkutucu günü tanımlıyor.

Araştırmayı yöneten bilim insanları, mevcut verilerin yüksek emisyon senaryoları üzerinde kurulu olduğunu belirtiyorlar. Prof. Dr. Christian Franzke, birçok bölgenin kuraklık koşullarını son yıllarda sürekli artıran bir eğilim gösterdiğini vurgulayarak durumu daha da netleştiriyor: “Türkiye’nin bazı bölgelerinde kuraklık eğilimleri 2000 yılından bu yana belirgin bir artış kaydetti.” Bu uyarı sadece Türkiye için değil; küresel ölçekte de benzer bir gidişat söz konusu. Buharlaşma hızları ve nehir akışlarıyla ilgili öngörüler, 21. yüzyılın sonlarına doğru dünyanın pek çok yerinde uzun süreli ve sert kuraklıkların yaşanacağını gösteriyor.

Bilim insanları, bu krize karşı alınacak en etkili önlemin mevcut suyu daha verimli kullanmaktan geçtiğine dikkat çekiyorlar. Franzke, yeni barajlar veya pahalı tuzdan arındırma tesisleri gibi çözümlerin sorunu kısa vadede çözmediğini, daha çok suyun akıllı kullanımıyla ciddi tasarruflar elde edilebileceğini belirtiyor. Türkiye Su Enstitüsü’nden Dr. Tuğba Evrim Maden de bu tabloyu özetliyor: küresel ölçekte su tüketimi, nüfus artış hızını ikiye katlayan bir eğilim gösteriyor. Bu gidişat sürerse 2050’ye kadar yaklaşık 5 milyar insanın su stresi altında yaşamaya mahkum edileceği öngörülüyor.