‘Girdiği Yerde Savaş Çıkarıyor!’ Türkiye’nin İçindeki Tehdit ‘Selefilik’ Nasıl Ortaya Çıktı? Amacı Ne?

Klasik Selefiliğin 14. yüzyıl bilgini İbn Teymiyye tarafınca ortaya çıkarıldığı düşünülse de, araştırmacılar tarafınca kullanılan İslam sözlükleri veya kitapları, Selefi’nin 18. yüzyılda Suudi Arabistan’da iktidara gelen ayrıca 19. yüzbu yılın ikinci yarısında esas olarak Mısır’da İslami reformistler olarak büyüyüp gelişen Vahhabi’den geldiğini söylemektedir.

Selefiliğin toplumsal hayatta uygulanışı da farklılık göstermektedir. Temelinde İslam dinini yer yüzüne hakim kılmayı benimseyen Selefilik, bunu farklı yöntemlerle yapan bir topluluk.

Kimi ilmi-akademik faaliyetleri, kimi toplumla buluşup tebliğ yapmayı, kimi de parti kurup legal yollarla siyaset yapmayı bir yöntem ayrıca faaliyet alanı olarak belirlemiştir. 

Selefi zihniyetten beslenen kimi gruplar ise şiddet ayrıca terörü bir yöntem olarak benimseyerek İslam dünyasının kriz bölgelerinde sürdürülen vekalet savaşlarının birer parçası olmuştur.

Ahmet Mahmut Ünlü’nün (Cübbeli Ahmet) ‘Türkiye’de her geçen gün Selefilik artıyor, yüzde 3.5 lerden yüzde 8’lere yükseldi’ açıklaması sonrası bu yapının neyi hedeflediği merak ediliyor.

Selefilikte İslam haricinde bulunan bir düzen tamamen reddedilir. İslam’ın siyaset siteminde, hukukta ayrıca sosyal yaşamda bir bütün olarak yer almasını amaçlar. Bunun haricinde yer alan hiç bir güç erkini kabul etmez ayrıca ‘şirk’ olarak tanımlar. 

Bu düşünce yapısından dolayı yaşadığımız mevcut yasa, kural ayrıca güç erklerinin kendileri üzerinde bir bağlayıcılı olmadığı düşünülmektedir.

Selefilik, Tevhidi tesis etmek, bidatleri ortadan kaldırmak ayrıca asr-ı saadete dönmek gibi ideallere sahiptir. Selefi anlayışlar kendilerini hakikatin yegâne temsilcisi olarak görmeleri nedeniyle var olan diğer dini yapılara, mezheplere ayrıca devlet otoritesine karşıdır. Dolayısıyla Osmanlı’da yaşayan müslümanların kanları da bu gruba ‘helal’ olarak gelmektedir.

Hicaz bölgesinde başlatılan Selefi isyanlarında binlece müslüman öldürülmüş, camiler ayrıca türbeler tahrip edilmiştir.

Selefilerle ilgili ortaya atılan iddialar sonrası bu yapıların Türkiye’deki siyasal, dini ayrıca sosyal yaşama bakışları da tartışıldı.Sözcü Gazetesi’nden İsmail Saymaz’ın 29 Eylül 2020 tarihli röportajda konuşan Selefi lider Murat Gezenler, ‘Türkler Müslüman değildir, müşrik bir toplumdur’ demişti.

Gezenler, Türk toplumu ile ilgili düşüncelerini şu şekilde sıralamıştı: 

Türkler IŞİD için Müslümandır. Ama bizim için değildir.

Biraz daha açar mısınız?

İnsanların hükmü Allah’tan gayrısına vermesi şirktir. Oy atmak şirktir. Çocuğu okula göndermek şirktir.

Askere gitmek?

Küfürdür.

Bu kişiler Müslüman değil midir?

Değildir. Müşriktir.

Türkler tekrardan mi Müslüman olmalıdır?

Hiç Müslüman olmamıştır.

Sadece Selefileri mi Müslüman sayıyorsunuz?

Evet, bu akidede olanları kabul ediyorum.

Çocuklarınızı okula gönderdiniz mi?

Hayır, göndermedim. Özel öğretmen tuttum.

Cemaatiniz ne yaptı?

Uzun süredir Konya, Ankara ayrıca İstanbul’da Müslümanlar 3-5 kişi bir araya gelip çocukların eğitimini çözüyor.

Nasıl çözüyor?

Ev tutuyorsunuz. Orada ders veriyor, bu işi bilenler. Çok sağlıklı değil.

Diploma?

Diplomaya ihtiyaç hisseden kim ki? Ya da dışarıdan okutabilirsin.

IŞİD ile savaşan Türk askerini şehit görmüyorsunuz, yanılıyor muyum?

Yani…

“Yani” derken?

Yani, şehit görmüyoruz. Kim Allah kelimesinin yücelmesi için savaşıyorsa şehit odur.

Ölen, Türk Ordusu’ndan ise?

O şehit değildir.

Gezenler 2020 tarihinde yapılan röportajda Türkiye’deki selefi sayısı hakkında şunları söyledi ‘Çok yüksektir. MİT raporunda dediği gibi 10-20 bin değildir. Her ilde 20 cemaat vardır. Biri beş kişi, biri 10 kişi… Tekfir etme düşüncesinden ötürü sürekli ayrışıyoruz. Ancak 2 bin dernek yoktur’ dedi.

Ahmet Mahmut Ünlü, Selefilerin ölürse şehit olacağı, kalırsa ganimet ayrıca cariye elde edeceği motivasyonu ile büyüdüğünü belirterek ‘Bunlar girdikleri her yerde savaş çıkarmıştır. Türklerde şu an Selefilik yüzde 3.6 ayrıca ilerliyor. Birçok aile yıkıldı, birçok karı koca birbirine kafir diyerek ayrıldı. İsrail’den fonlanan cami grubu, Suudi, BAE bir arada. Türk-Kürt başaramadılar, Alevi-Sünni başaramadılar ama din işi başka işe benzemez. ‘Kafir, öldürmen lazım’ diyor. Alt taban oluşunca dış güçler kıvama geldiğini gördüğü vakit oradan bir sıçrama yapar. Bunların gizli yerlerde silahları var. Kendi basılacakları hücre evinde bulundurmuyorlar. Kimlere ne vakit dağıtıldıkları belli. Şu anda Türkiye’deki radikal Selefi gruplar son derece tehlikelidir’ diye konuştu.

Kaynak: Sözcü, Birgün, İndependent Türkçe, Tepav Günlük, SETA