Ertuğrul Özkök’ün Görüşüne Göre MeToo Hareketi Barış Sembolü Öpüşme Heykelini de Yıkacak mı?

Gazeteci Ertuğrul Özkök, Ann Türkiye üzerinden yayınladığı son yazısında herkesin oldukça dikkatini çeken bir konuya değindi. Son yıllarda daha da bilinirlik kazanan Me Too hareketinin sanata etkisi üzerine bir yazı kaleme alan Ertuğrul Özkök, ünlü …

Ertuğrul Özkök’ün Görüşüne Göre MeToo Hareketi Barış Sembolü Öpüşme Heykelini de Yıkacak mı?

Gazeteci Ertuğrul Özkök, Ann Türkiye üzerinden yayınladığı son yazısında herkesin oldukça dikkatini çeken bir konuya değindi. Son yıllarda daha da bilinirlik kazanan Me Too hareketinin sanata etkisi üzerine bir yazı kaleme alan Ertuğrul Özkök, ünlü fotoğraftan esinlenilen barış heykelinin de yıkılıp yıkılmayacağı konusunda düşüncelerini aktardı.

Kaynak: https://annturkiye.com/kose-yazilari/…

Yazıyı sizlerle paylaşmadan önce Me Too hareketinden bahsetmiş olalım.

Dünyanın her yerinde cinsel taciz ve cinsel saldırıya karşı konulan, farklı isimler ya da oluşumlarla ortaya çıkan bir harekettir. Sosyal medyada cinsel saldırı ve cinsel şiddete karşı bir ifşa hareketi olarak 2006 yılında Amerika’da başlamış ve tüm dünyaya yayılmıştır.

Konumuza gelecek olursak 15 Ocak 2024 tarihinde ABD San Diego’da olan gazeteci Ertuğrul Özkök; limanda bağlı bir uçak gemisinin yakınında, rıhtımda duran heykeli izlemeyi tercih ettiğini bize şu ifadelerle anlatıyor:

‘ABD’nin San Diego şehrindeyim.

California’nın en güzel şehirlerinden biri…

Okyanus kenarındaki limanda yanlamasına bağlanmış bir uçak gemisi duruyor.

Burası Amerikan Deniz Kuvvetleri’nin en büyük üslerinden biri.

Bu uçak gemisi müze haline getirilmiş.

Gözlerim uçak gemisinde ama kalbim rıhtımdaki bu heykelde.

Rıhtımdan bu devasa gemiyi seyrediyorum.

Kalabalık bir ziyaretçi grubu…

İnsanlar karınca gibi geminin her yerinden çıkıyorlar.

Bir an hayali bir Babil Kulesi geliyor gözümün önüne…

Gözlerim gemide ama aklım ve kalbim, hemen dibine oturduğu dev bir heykelde.

Amerikalı bir bahriyeli, bir kadına sarılmış ve öpüyor.

Dünyada ne olup bittiği ile biraz ilgilenen herkes bu heykeli gördüğü an tanır.

Çünkü insanlık hafızasına yerleşmiş bir ikonadır…

Nedir bu heykel? Neyi anlatır?’

Daha sonrasında heykelin ilham kaynağı olan fotoğraftan bahsediyor. Herkesin mutlaka bir kez görmüş olabileceği o siyah beyaz fotoğraf.

’14 Ağustos 1945 günü çekilen bir fotoğraf.

Bu heykel insanlık hafızasına kazınmış bir fotoğraftan yapıldı.

Fotoğrafın İngilizce adı “V-J Day in Times Square…”

Yani “Times Meydanı’nda zafer günü…”

Fotoğrafı çeken kişi Alfred Eisenstaedt adlı bir fotoğrafçı.

Tam tarihi ile 14 Ağustos 1945 günü New York şehrinin Times Meydanı’nda çekildi.

Yani İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya’nın teslim olduğu gün.

Savaşın bitişi kutlanılıyor…

Fotoğrafta bir Amerikan deniz erinin, tanımadığı bir kadına sarılıp öpüşünü görüyoruz.’

Life dergisinde yayınlanmasının ardından tüm dünyada savaşın bitişinin sembolü haline gelen bu fotoğraf yıllar içinde daha da ikonik bir hal aldı elbette. Diyoruz ya, herkes bir kere mutlaka görmüştür. Heykelin ilhamı da bu fotoğraftan ve hikayesinden geliyor. Heykeli yapan ressam ise başka bir fotoğraf karesinden aldığını iddia ediyor.

‘Fotoğraf Life Dergisi’nde yayınlanınca sembol oldu.

Bu fotoğraf “Life” dergisinde yayınlanınca, bir anda bütün dünyada savaşın bitişinin sembolü haline geldi.

1945-2024…

Yani tam 79 yıldır bu fotoğraf barışın kutlanışının ikonik sembolü olarak bütün dünyada bilindi ve milyonlarca defa kullanıldı.

Sonunda Amerikan Deniz Kuvvetleri de bunu bir heykel haline getirterek işte o rıhtıma koydu.

Böylece San Diego’nun da en önemli sembollerinden biri haline geldi.

Heykel, Seward Johnson adlı bir sanatçı tarafından yapıldı.

Önce Florida’da Saratoga şehrine kondu, sonra San Diego’ya taşındı.

Ancak bunu Victor Johansen adlı bir başka fotoğrafçının çektiği kareden aldığını söyledi.

O fotoğrafın telif hakkı olmadığı için böyle söylediğini tahmin ediyorum.

Ama gören herkes bunun Times Square fotoğrafı olduğunu anlıyor veya öyle görüyor.’

29 Şubat 2024 gününde ise ABD Gaziler Bakanlığı, bakanlık bünyesindeki bütün birimlere “Memorandum” göndermiş. Times Square Zafer Günü fotoğraflarının kaldırılmasının istendiği söyleniyormuş.

‘Şimdi sizi 1945’ten alıp, 29 Şubat 2024 gününe getiriyorum.

O gün Amerika Birleşik Devletleri Gaziler Bakanlığı, bakanlık bünyesindeki bütün birimlere bir “Memorandum” gönderdi.

Nedense bu memorandum pek dikkati çekmedi.

Oysa bakanlık yazısının başlığı hiç gözden kaçacak gibi değildi:

“Times Square Zafer Günü fotoğraflarının kaldırılması…’

Yazıda bu fotoğrafın yıllarca barış gününü ve barışın getirdiği mutluluğu anlatmak için kullanıldığı belirtildikten sonra şöyle devam ediyordu:“Ancak son zamanlarda burada deniz erinin kadını kucaklamasının kadının rızasıyla olmadığı, dolayısıyla bunun tacize girdiği ileri sürülmektedir.”Dolayısıyla bakanlık şu kararları almıştı:(*) “Bu fotoğrafın bakanlığa ait bütün birimlerden kaldırılması;(*) “Bakanlık içi ve dışı yazışmalarda bu fotoğrafın kullanılmaması ve bu fotoğrafa atıf yapılmaması..”

Hatta konu daha da ileri boyuta taşınarak barışın sembolü olan fotoğrafa değil, Bernini’nin “Perespone’ye Tecavüz” heykeline benzetilmeye başlanmış.

‘Bazıları daha da ileri giderek fotoğraftaki hareketi, Bernini’nin ünlü “Perespone’ye Tecavüz” heykeline benzetiyordu.

Böylece 79 yıl boyunca barışın sembolü olmuş bir fotoğraf bir anda tacizin sembolü haline geldi.

MeToo böylece bir ikonoyı daha kırmıştı.

Şimdi gözler Amerikan Savunma Bakanlığı ve New York, New Jersey, Hamilton, Fransa’da Normandiya ve Havai’deki Pearl Harbour yönetimlerinde…’

Peki bu heykele ne olacak? Ertuğrul Özkök bundan da bahsediyor; Heykelin ilk adı “Koşulsuz Teslim” anlamına geliyormuş. Ardından MeToo hareketi ile birlikte tacizi sembolize ettiği yönünde değerlendirilmeye başlanınca “Barışı Kucaklama” şeklinde değiştirilmiş.

‘San Diego şehrinde önünde fotoğraf çektirdiğim bu heykelin ilk adı “Unconditional Surrender’dı…”

Yani “Koşulsuz Teslim…”

Japonya’nın koşulsuz teslim bayrağı çekmesine gönderme yapıyordu.

Ne var ki bu kelime özellikle “MeToo” hareketinden sonra kadınlar tarafından “Gönülsüz” bir hareket olarak, yani taciz olarak değerlendirilmeye başlanınca heykelin adı değiştirildi ve “Embacing Peace” dendi.

Yani “Barışı Kucaklama..” ‘

Haliyle fotoğrafı çeken kişi de, fotoğrafta yer alan ikili de artık hayatta değil. Kimlikleri ise kesin olarak tespit edilememiş durumda.

‘Fotoğraftaki denizci ve kadın kimdi?

Birçok kişi onların kendisi olduğunu iddia etti.

Ama kim oldukları kesinlikle belirlenemedi.

Bugün, fotoğrafı çeken, fotoğrafta görülen deniz eri ve kadın olduğu iddia edilenlerin pek çoğu artık hayatta değil.

Bilinen bir şey ise bugüne kadar hiçbir kadının çıkıp “O kadın bendim ve tacize uğradım” demedi.’

Diğer bir yandan aynı heykel ABD’de beş farklı şehirde daha yer almış. Heykellerin adını değiştirmenin işe yarayıp yaramayacağı, ya da yıkılıp yıkılmayacakları ise henüz meçhul.

‘Şimdi başka kadınlar ve erkekler çıkıp “Bu bir taciz” diyor ve “Zafer Mutluluğu” fotoğrafına karşı ilk zaferlerini de ABD Gaziler Bakanlığı’nda kazandılar.

Heykel o kadar popüler oldu ki, daha sonra birer replikası New York (Geçici olarak), New Jersey, Hamilton bölgelerine, Havai’deki Pearl Harbour limanına ve Fransa’da Normandiya’da bir yere kondu.

Bakalım MeToo’cular yeni adıyla bu “Barışı kucaklama” heykellerini de bir bir yıkabilecekler mi?

Yoksa değiştirildikten sonra verilen yeni ismi onu kurtaracak mı?’

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.