Sponsorlu

 


Teknoloji Haberleri 

Bilge Kral Lakabıyla Bilinen Bosna Herkes’in İlk Cumhurbaşkanı Aliya İzzebegoviç 20 Sene Önce Bugün Vefat Etti

‘Her şey sona erdiğinde aklınızda dostlarınızın sessizliği kalacak’  ‘yenildiğinde değil düşmanına benzediğinde kaybedersin’ sözlerinin sahibi, bağımsız Bosna Hersek’in kurucu lideri ve ilk cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç, 19 Ekim 2003 tarihinde …

Bilge Kral Lakabıyla Bilinen Bosna Herkes’in İlk Cumhurbaşkanı Aliya İzzebegoviç 20 Sene Önce Bugün Vefat Etti

‘Her şey sona erdiğinde aklınızda dostlarınızın sessizliği kalacak’  ‘yenildiğinde değil düşmanına benzediğinde kaybedersin’ sözlerinin sahibi, bağımsız Bosna Hersek’in kurucu lideri ve ilk cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç, 19 Ekim 2003 tarihinde yaşama gözlerini yumdu.

Arkasında bıraktığı mücadele ise bağımsız bir Bosna’nın kurulup büyümesinin mihenk taşı oldu.

Bilge Kral lakaplı İzzetbegoviç’in ilham verici yaşam öyküsünü bu içeriğimizde sizler için derledik.

Yugoslavya’nın büyük bir gürültüyle yıkıldığı 1990’ların en mağdur halklarından birisi olan Boşnaklar, bu yıllarda ölüm kalım mücadelesi veriyordu.

Bu tarihlerde katliam, etnik temizlik ve cinayetlere uğrayan Boşnakların en önemli aktivisti ve lideri Aliya İzzetbegoviç’ti.

8 Ağustos 1925’te doğan Aliya, Saraybosna’da eğitim aldı. Avukat oldu. Genç yaşlarından itibaren Balkan Müslümanları’nın kimlik mücadelesine katıldı. 

1946’da Yugoslavya yeniden bağımsızlığına kavuşunca Aliya da siyasi yaşamını bu ülkede sürdürdü. Bununla birlikte Aliya’nın savunduğu görüşler Yugoslavya’da pek makbul görülmüyordu.

Sürekli olarak devlet otoritesine karşı mücadele vermek zorunda kaldı.

Komünist rejimin ülke yönetiminde egemen olmasıyla birlikte dinlerin toplumsal hayattaki varlığı sınırlandırıldı. İzzetbegoviç, İslami bir fikriyatı savunduğundan ve ateizme karşı olduğundan Yugoslavya yöneticilerinin en önemli hedeflerinden biriydi.

Bu yüzden ‘Siyasal İslamcılık’ suçlamasıyla 1949 yılında 5 yıl hapis cezası aldı ve tutuklandı.

Yugoslavya’da 1953’te iktidara gelen Tito, dine karşı uygulamaları zayıflattı ve bazı reformlar yaptı. 

Daha önce kapatılan camii ve medreseler yeniden açıldı. Tito yönetimi daha ılımlı bir düzlemde ülkedeki Müslümanlarla ilişkiler tesis etmeye başlamıştı.

Ancak ne yazık ki süreç böyle ılıman ilerlemeyecekti.

1980’de Tito ölünce ülkenin nasıl yönetileceği konusunda anlaşmazlık ortaya çıktı. Bunun üzerine altı federal eyaletin her birinin cumhurbaşkanının sırayla bir yıl cumhurbaşkanlığı yapması üstünde uzlaşıldı. Bu gelişmeyle birlikte ülkede kısmen bir demokratikleşme sürecine girilmiş oldu.

O yıllarda İzzetbogoviç’in yayınladığı ‘İslami Manifesto’ Yugoslavya yönetiminin büyük tepkisini çekti.

Aliya’nın Avrupa’nın ortasında bir İslam devleti kurmak istediği ilan edilerek hakkında soruşturma başlatıldı ve yeniden tutuklandı.

14 yıl hapis cezasına çarptırılan Aliya, yaklaşık 5 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 1988’de serbest bırakıldı. 

Şimdi her şey yeniden başlayacaktı.

Beş yıllık mahkumiyet süresi İzzetbegoviç’in hayatında büyük bir kırılma oldu. Hapiste düşünmeye, fikir üretmeye fırsat buldu. Bunun yanı sıra tanınırlığı çok artarak Boşnaklar arasında ulusal kahraman konumuna geldi.

Aliya hapisten çıktığında Yugoslavya da çatırdamaya başlamıştı. Sırpların, Hırvatların, Boşnakların birlikte federatif bir yapıda yaşama arzuları sekteye uğramış bağımsızlık fikirleri yükselmişti. 

Aliya, Özerk Bosna Hersek’te 1990 yılında yapılan seçimleri kazanarak Cumhurbaşkanı oldu.

1992 yılında ise Bosna Hersek bağımsızlığını ilan etti. Ancak Sırplar bu bağımsızlığı tanımayarak Boşnaklara karşı büyük bir katliama giriştiler.

Artık Yugoslavya’da savaş vardı. Uzun yıllardır birlikte yaşayan, birbirine komşuluk eden insanlar düşman olmuşlardı.

Sırp milliyetçileri bir taraftan Hırvatlara diğer taraftan Boşnaklara saldırırken, Aliya İzzetbegoviç de bu zorlu süreçte halkına önderlik etti. 

Avrupa ve Dünya’nın önde gelen ülkeleri, Hırvatistan ve Slovenya’ya bağımsızlık mücadelesinde destek verirken savunmasız Boşnak halkını güçlü Sırp Ordusu karşısında yalnız bıraktılar. 

İkinci Dünya Savaşı sonra Avrupa’nın gördüğü en büyük katliam Bosna’da yaşandı.

1994’ün sonuna gelindiğinde Bosna-Hersek’teki iç savaşın aldığı can sayısı 250.000’i, göçe zorladığı insan sayısı ise 1 milyonu aşmıştı.

Tüm bu süreç boyunca halkının yanında olan ve direnişlere önderlik eden Aliya İzzetbegoviç, aynı zamanda savaşın katliamın durması için de mücadele etti. 

Neticede 1995 yılında imzalanan Dayton  Anlaşması ile Bağımsız Bosna Hersek Federasyonu kuruldu.

Bu anlaşmaya göre Bosna Hersek topraklarının yarısı Müslümanlara ve Hırvatlara, kalan yarısı ise Bosna’ya yerleşmiş Sırplara veriliyordu.

Yine bu anlaşmaya göre Bosna Hersek Federasyonu; Boşnak, Sırp ve Hırvat yöneticilerin ortak kuracağı yönetimle idare edilecekti.

Uzun yıllar süren bağımsızlık mücadelesinin ardından artık Boşnakların özür bir vatanı vardı. 

Aliya İzzetbegoviç de bu özgür vatanın en önemli mimarlarından birisi oldu.

2000 yılına kadar da Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürdü. 

Görevde olduğu süre boyunca Bosna Hersek Sırpları ve Hırvatları ile çok iyi ilişkiler kurmak için çabaladı. 

İslamiyeti yeni nesillerin anlayabileceği sade ve Batı ile uyumlu bir çerçevede tanıtan yayınlar için çalışmalar yaptı. 

19 Ekim 2003 yılında yaşamını yitiren Aliya, ‘Bilge Kral’ sıfatıyla uzun yıllar unutulmayacak bir ilham öyküsünün temsilcisi olarak anılmaya devam ediyor.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.