Ağbaba: Maden faciasında ölen işçilerimiz ihmalkârlığın mağdurudur

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcıları Gülizar Biçer Karaca, Veli Ağbaba, Gamze Akkuş İlgezdi, Bartın Milletvekili ayrıca Cumhuriyet …

Ağbaba: Maden faciasında ölen işçilerimiz ihmalkârlığın mağdurudur

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcıları Gülizar Biçer Karaca, Veli Ağbaba, Gamze Akkuş İlgezdi, Bartın Milletvekili ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi Aysu Bankoğlu, Bartın İl Başkanı Selim Karakaş ayrıca yirmi milletvekillinden oluşan Cumhuriyet Halk Partisi Heyeti, Bartın maden faciasının ardından Cumhuriyet Halk Partisi Bartın İl Başkanlığı önünde medya açıklaması yaptı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, şunları söyledi:

“Amasra Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait müessesede grizu patlaması sebebiyle yaşanan maden faciasında hepimizi yasa boğan 41 canımızı kaybettik. İstanbul’da, Bartın’da tedavi altında olan madencilerimiz var. Temennimiz daha büyük acıların yaşanmaması, vefat sayılarının daha yükselmemesi. Öncelikle hayatını kaybeden işçilerimize Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Günlerden beri konuşuluyor. Sayıştay raporu ortada, uyarılar ortada. İşçilerin kazalar olmadan önce söyledikleri ortada. Sayıştay raporunda, grizu gaz risklerinin yanı sıra işçi sayısının tehlikeli boyutta azaltılmış olduğu, yer altı haberleşme sisteminin uzun süre kesildiği, 24 saat takip gerektiren tehlikeli gaz ölçüm sisteminin iyi işlemediği yazıyor. Elinizi nereye atsanız ihmal var, vurdumduymazlık var.

Bizler yakın tarihimizde çok büyük acılar yaşadık. Bu dönemde içimizi karartan bazı maden katliamlarını tekrar hatırlamak gerekiyor.

22 Kasım 2003 Ermenek 10 kişi. 8 Eylül 2004’te Kastamonu Küre’de 19. 19 Mayıs 2010 Zonguldak Karadon’da 30. 14 Mayıs 2014 Manisa Soma’da 301. 28 Ekim 2014’te Karaman Ermenek’te 18 ayrıca en son Amasra’da 41 madencimizi iş cinayetine kurban verdik.

Amasra’da, Soma’dan bugüne kadar yaşanmış en büyük maden faciası yaşandı. Maden sektöründe yaşananlar bir kader değil, sürekli bir cinayet ayrıca katliam haline dönüşmüştür.

“2021 tarihinde hayatını kaybedenlerin sayısı 75”

İş Sağlığı ayrıca İş Güvenliği Meclisi’nin rakamlarına göre 2022 yılının ilk 9 ayında madencilik iş kolunda meydana gelen kazalarda 53 madencimiz yaşamını yitirmiş. 13 Mayıs 2014’ten sonra Soma ne kadar güvenli ise 14 Ekim’de Amasra da ne kadar güvenliyse şu an Türkiye’deki tüm madenlerde o kadar güvenlidir. Bir arpa boyu yol alınmamıştır. Türkiye’de hala üç vardiya halinde madenciler ölüme inmektedir.

İş Sağlığı ayrıca İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre Ak Parti hükümetleri döneminde madenlerde iş cinayetlerinin sayısı bin 989, maden ayrıca madencilik sektöründe 2021 yılının devletin resmi kayıtlarına göre 16 bin 995 iş kazası yaşanmış, SGK verilerine göre 2021 tarihinde Türkiye’de her gün maden sektöründe 47 adet iş kazası gerçekleşmiştir.

ILO verilerine göre Avrupa’da 2020-2021 yılları arasında maden sektöründe ölümlü kazalarda Türkiye maalesef birinci sırada. Türkiye’de 2021 tarihinde kayıtlara göre 75 ölümlü iş kazası olmuşken, Türkiye’ye en yakın ülke 30 ölümlü iş kazasıyla Ukrayna olmuştur. Fransa’da bu sayı 5, Almanya’da 2, Çek Cumhuriyeti’nde 2, İngiltere’de ise 1 olarak tespit edilmiştir. 2020-2021 yılları arasında Estonya, Danimarka, Finlandiya, Belçika, Macaristan, Hollanda, Norveç ayrıca İsveç gibi ülkelerde maden sektöründe ölümlü vakaya rastlanmamıştır.

Nedense maden sektöründe yaşanan katliamlar hep bizim ülkede ‘kader’ olarak gösterilmektedir. Bu kurumlarda işçi sayısı azaltılmış, az sayıda işçiye çok sayıda üretim yapma zorunluluğu getirilmiştir.

TTK bünyesinde 2001 tarihinde 18 bin 25 işçi çalışırken, 2021 tarihinde bu 7 bin 370’e düşürülmüştür. Yani hem kurumların içi boşaltılmış, hem de denetimsizliğe ayrıca kuralsızlığa terk edilmiştir. Sayıştay buradaki tüm riskleri tek tek açıklamış. Burada yaşanan katliam adeta yıllar önce ‘geliyorum’ demiş. Türkiye’de artık bu işletmelerin birer şirket mantığıyla yönetilmesine son verilmelidir. Çare özelleştirme de ya da bugün Amasra’da olduğu gibi kamu kurumlarının birer şirket mantığıyla yönetilmesinde değildir. Bu katliamların önüne geçilmesi için etkin denetim mekanizması kurulmalıdır. Bu tür işletmelerde siyasi iktidar baskısına ayrıca liyakatsizliğe derhal son verilmelidir.

Grizu patlamaları önlenebilir, öngörülebilir olaylardır. Bunun için bilimsel raporların dikkate alınması gerekmektedir. Tüm madenlerimizde yaşam odaları zorunlu tutulmalıdır. Çalışmalar Bakanlığı, madenlerdeki teftişleri sürekli ayrıca zorunlu hale getirmelidir. İş sağlığı ayrıca güvenliği tedbirlerini hiçe sayan tüm sorumlular, kuruluşlar hakkında caydırıcı cezalar, yaptırımlar devreye sokulmalıdır.

Burada birçok sorumlu var ancak burada işverenin özeleştiri, sorgulaması yapması gerekirken, sendikanın da mutlaka sorumluluğu tartışılmalıdır. İşçi sendikalardan sorumlu bir genel başkan yardımcısı olarak bunu söylüyorum. Eğer sendika çalışılmayacak bir yerde işçilerin uyarılarına rağmen çalışmaya devam ediyorsa mutlaka bu sendikaların da sorumluluğu göze alınmalıdır.

Bu maden faciasının ardından kamuoyunda çok dile getirilmeyen üç husus var. Birincisi ‘kader’ söylemiyle başlayan bir istismar. İkincisi liyakatsizlik. Üçüncüsü özelleştirme. Her şey kadere bağlayınca suçlu Allah oluyor, bunların hiçbir sorumluluğu kalmıyor. Kader bizimle benzer üretim yapan Japonya’da niye işlemiyor? Almanya’da, Amerika’da, Fransa’da niye ‘kader planı’ devreye girmiyor?

Hatırlayın, Soylu ilgili iddialar ortaya çıktıktan sonra, ‘bizlere yaptıran Allah’tır’ demişti. ‘Kader’ diye insanları kandırıyorlar. Kadere bu kadar inanıyorsan niye 3 bin kişilik koruma ordusuyla geziyorsun? Ya da niye zırhlı araçlara binerek geziyorsun? Bu ‘kader planı’ niye hep yoksulda, garibanda, emekçi de devreye giriyor? Millet açken, sen Saray’da lüks içinde yaşarken, makam arabalarıyla vergiler çarçur edilirken kader niye devreye girmiyor? Maden faciasında ölen işçilerimiz kader mahkumu değil, ihmalkarlığın mağdurudur, ihmal merhumlarıdır. Ekonomik krizini kader yapıyor, uyuşturucu kaçakçılığını kader yapıyor, hırsızlığı kader yapıyor, torpil yaparken kader planı devreye giriyor, iş cinayetlerini, ihmallerini kader yapıyor. Ak Parti ise bunu izliyor.

“Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nda son 20 yılda kurumun içini boşalttılar”

Soma’daki maden faciasının üzerinden 8 yıl geçti. Hakkında soruşturma başlatılan devlet görevlileri hakkında doğru düzgün iddianame bile hazırlanmadı. Soma Holding’in sahibi 4,5 yıl hapis yaptı. İki yıl önce düzenlenen infaz yasasından yararlanarak serbest bırakıldı. Suçlu yok, sorumluluk yok. Cezasızlık da denetimsizliği artırıyor. Ölen, öldüğüyle kalıyor.

İkincisi ise liyakatsizlik ayrıca siyasi yakınlık. Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nda son 20 yılda kurumun içini boşalttılar. Göreayrıca getirilenleri iş bilmeyen, direktif vermeyen kişiler olduğu sık sık medyada yer aldı. Bu madenlerde önceden on binlerce insan çalışırdı şimdi özelleştirmelerle, tasfiyelerle bu sayı 400’lere, 500’lere indi.

Patlama olan madende eskiden 5 bin şimdi ise 400 kişinin çalıştığı söyleniyor. 5 bin işçinin yaptığı işi, 400 madenci yapıyor. Bu iş yükünü bu kadar işçi nasıl karşılasın? Bu kadar sayıda madenci aşağıya inerek üretim mi yapacak, nakliye mi yapacak, kontrol mü yapacak, disiplini mi sağlayacak, malzemeleri mi taşıyacak, gaz miktarını mı ölçecek?

“TTK’nın görev alanı çok ciddi şekilde daralttılar”

Bu facianın diğer sonucu ise özelleştirmedir. TTK’nın görev alanı çok ciddi şekilde daralttılar. Bu daraltılan bölgelerinde TTK’nın elinden alınarak başka işletmelere tahsis edileceği gündemde. Bakan maden ocağını günler öncesinden ziyaret ediyor, Sayıştay Enerji Grubu başkanı ziyaret ediyor. Bu maden ocağı devlete ait ama başında özel işletmeler mevcut. Eğer patlamalar olmasaydı belki de iş güvenliği maliyet unsuru olarak gösterilip kendi yandaş bürokratlarıyla özelleştirmeyi gündeme getireceklerdir. Amaç her zamanki gibi yandaşı beslemek ayrıca kamuyu tasfiye etmek.

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Soma’nın da Bartın’ın da göz göre göre gelen iş cinayetleri olduğunu biliyoruz ayrıca bunların hesabını soracağımızı buradan belirtmek istiyoruz. Suça ‘kader’ atanlar ne kadar ihmalleri varsa hepsinin hesabını verecekler.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak mutlaka bununla ilgili bir araştırma komisyonu kurulmasını; kim suçluysa, kimin ihmali varsa, gereken soruşturmanın etkin bir biçimde yapılmasını söyleyeceğimizi belirtmek istiyoruz.”

Cumhuriyet Halk Partisi Heyeti, açıklamanın ardından hayatını kaybeden 41 madencinin ailelerine taziye ziyaretinde bulundu. (ANKA)

ETİKETLER: İş, İşçi, kader, Maden, Sayı
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.