10 basın meslek örgütünden dezenformasyon yasa teklifine karşı ortak açıklama
ANKARA (DÜNYA) Meclis Genel Kurulu’nda bugün görüşmelerine başlanacak olan Medya Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin …
ANKARA (DÜNYA) Meclis Genel Kurulu’nda bugün görüşmelerine başlanacak olan Medya Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifine ilişkin olarak 10 meslek örgütü Meclis’te ortak açıklama yaptı.
Medya Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ile Türkiye Gazeteciler Sendikası tarafınca yapılan ortak açıklamada, tüm itirazlara ayrıca verilen sözlere karşın hiçbir değişiklik yapılmadan teklifin Meclis Genel Kurulu’na getirildiğine dikkat çekildi.
Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş, tarafınca 10 medya meslek örgütünün yasaya karşı itirazları şöyle sıralandı:
1-) İstenmeyen haberi yapanın yanı sıra yayan da ceza alacak
Yasa teklifi ifade özgürlüğünün önünde tarihimizin en büyük engeli olarak dikilecek 29’uncu madde ile ‘Halkı yanıltıcıyı bilgiyi alenen yaymak’ gibi bir yeni suç tanımı oluşacak. Muğlak ayrıca ucu açık ifadelerle hangi savcının hangi yanlış bilgiyi yayanlarla ilgili harekete geçeceği bilinemeyecek. Sosyal medyada eleştirel paylaşımlar, ‘dezenformasyon’ olarak suçlanabilecek. Yalan haberi yapanın yanı sıra yayan ifadesi getirilerek demokrasiyi ayrıca ifade özgürlüğü ilkesini temelinden sarsıp çökertecek pek çok uygulamayla karşı karşıya kalınacak.
2-) Yerel gazeteler ağır darbe alacak
Yerel gazetelerimizin ana yaşam kaynağı olan resmi ilan gelirlerinin yüzde 75 oranında azalması mevzu bahis olacak. Yerel gazeteler bu darbeyi aldığı takdirde çalışan yaklaşık 8 bin meslektaşımız için işsiz kalma tehlikesi doğacak. İnternet siteleri Medya İlan Kurumu havuzuna dahil edilirken, yeni kaynak yaratılmadığı için, ilan pastasından alınan pay iyice küçülecek. Resmi ilan yayınlama hakkına sahip 953 gazetenin yaklaşık 30’u yaygın, geri kalanı yerel gazetedir. Resmi ilan yayın hakkı bekleyen gazeteleri de hesaba kattığımızda yaklaşık 1000 gazete için gelirlerini önemli ölçüde kaybetme riski oluşacak.
3-) Yerel gazete ile internet sitesi arasındaki fark azalacak
İnternet haber sitelerine ait mevzuat düzenlemelerinin sonra yapılacağının belirtilmesi büyük boşluk yaratıyor. Yerel yazılı medya kazanılmış hakları açısından, eşit maliyet, eşit işlev yönlerinden zarara uğrayacak. Kurumsallaşmış, varlığını sürdüren, istihdam yaratan, yıllarca vergisini ödeyerek mesleğe hizmet etmiş yerel gazeteler ile bir süre önce kurulmuş kurumların eşit statü kazanma tehlikesi doğacak. Yerel gazetelerimizde haberin doğruluğuna ilişkin eşik bekçiliği görevi muhabir, editör, yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni gibi üç yetkiliden geçerken bu işlevi zayıflatacak yönler oluşabilecek.
4-) Sosyal basın paylaşımlarına ceza
İktidarlar tarafınca tehlikeli görünen sosyal basın paylaşımları ağır cezaya maruz kalacak. Kapalı anlık mesajlaşma uygulamaları, görüşmelere ilişkin bilgileri BTK’ya verecek.
5-) İnternet basınına bir havuç 10 sopa
Teklifin bir nebze olumlu sayılabilecek yanı, internet basınında çalışan meslektaşlarımıza gazeteci statüsü kazandırması ayrıca bu yolla medya kartı alma yolunun açılması. Bu duruma karşın belli şartlarda internet basınına yönelik ağır yaptırımlar da öngörülmekte. Teslim ayrıca muhafaza yükümlülüğünü yerine getirmeyen internet sitesine, 1 milyar liraya kadar ceza verilebilecek. “Haber Sitesi” vasfını yitirenler internet sitelerinde çalışan gazetecilerin kişisel hakkı olan medya kartı da ellerinden alınacak.
6-) İnternet siteleri davalara boğulacak
Kişisel hakların korunması önemli ancak bu haliyle internet siteleri için kaotik bir süreç yaşanabilecek. Yazılı medyada dava açmak için tanınan “yayın yılından itibaren 4 aylık süre”, internet basınında yayın yılından itibaren değil “şikâyet yılından itibaren” başlatılacak. Yani her gün yüzlerce haber yayınlayan bir internet sitesi yasanın ardından yıllar boyunca, binlerce haberiyle ilgili dava edilebilecek.
7-) Medya kartının anlamı kalmayacak
Gazetecilerin medya kartı taşımasının hiçbir anlamı kalmayacak, dernek ayrıca vakıf yöneticilerinin, pek çok kamu çalışanının medya kartı almasının önü açılacak. Medya kartı komisyonu maddelerinin yasa teklifinin içine konulmasıyla meslek örgütlerinin bu mevzuatı idari yargıya taşımasının önüne geçiliyor, yasal zırh kuşanılıyor. Kimin medya kartı alıp kimin alamayacağına karar verecek 9 kişilik komisyonda gazetecileri temsil edebilecek sadece 2 temsilci bulunabilecek, 5 üyeyi doğrudan başkanlık belirleyecek.
😎 Medya İlan Kurumu ceza kurumu olacak
Resmi ilanların adil bir şekilde gazetelere dağıtılması amacıyla kurulan ayrıca fikir ayrıca içerik farkı gözetmeksizin aracılık hizmeti yapmakla yükümlü Medya İlan Kurumu gazetelere ayrıca internet haber sitelerine hem para hem ceza veren bir kurum olarak büyük yetkilerle donatılacak. Medya İlan Kurumu tıpkı televizyon ayrıca radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi yazılı ayrıca dijital medyanın “eli silahlı polisi” haline gelecek.
9-) Bant genişliği daraltılabilecek
Bilgilendirme Teknolojileri ayrıca İletişim Kurumu (BTK) sosyal basın ayrıca Whatsapp gibi haberleşme programlarını çok sıkı denetim ayrıca ceza tehdidi altına alacak. Kullanım bilgilerini vermek ya da suç işlediği öne sürülen hesaplarla ilgili işlem yapmak gibi ağır yükümlülükleri kabul etmeyen sosyal basın şirketlerine 30 milyon TL ceza ayrıca kapatmayla eş anlamlı sayılabilecek düzeyde yüzde 95 bant daraltması cezaları mevzu bahis olacak. BTK sosyal basın şirketlerinin küresel cirolarının yüzde 3’ü kadar ceza kesebilecek. Hangi sosyal basın devi küresel cirosunun yüzde 3’ünü ceza olarak Türkiye’ye öder? Maddeyle sosyal basın şirketleri üzerinde baskı kurularak düşünce ayrıca ifade özgürlüğü alanının kontrol edilmesi amaçlanmaktadır.
10-) Mesleki mücadele yapanlara daha ağır cezalar gelecek
İtirazlarımızı Meclis’te dile getirirken “Tartışmalı bu maddeleri, muğlaklıktan uzak olacak şekilde tekrardan düzenleyelim, bunlar bizde büyük kaygı uyandırıyor” dedik, dinlemediler. Mesleki itirazlarımıza karşı adeta cezalandırıldık. Mesleki düzenleme yapma amacıyla kurulan kurumlar birer ceza kurumuna dönüştürülürken şimdiden nokta atışı başlatılan cezalar yaygınlaştırılacak.
Yaklaşan seçimler öncesinde devlet kurumlarının, halkın tüm haber kaynaklarını bir ahtapot gibi sararak, isterse sıkıştırıp boğacağı isterse gevşetebileceği bir yasal düzenlemeye HAYIR denilmelidir.
Biz gazeteciler topluma karşı sorumluluğumuz gereği bir kez daha hem yasa yapıcıları hem kamuoyunu uyarıyoruz.
Bu yasa bu haliyle uygulanırsa ülkemizde basın, ifade ayrıca haberleşme özgürlüğü kalmayacak.
Bu sansürü kabul etmeyeceğiz; okurlarımızla, sektörle, meslektaşlarımızla AYRICA basın-ifade özgürlüğünden yana olan halkımızla bu mücadeleyi büyüteceğiz.