Sponsorlu

 


Teknoloji Haberleri 

Konuşma Kusuru

Konuşma Kusuru

Yıllardır sevdiğim, fakat bir türlü onu sevdiğimi söyleyemediğim bir kız vardı. Ben onun hakkında neredeyse her şeyi öğrenmiştim, ama o benim hakkımda hiç bir şey bilmiyordu. Varlığımdan dahi haberi bile yoktu. En yakın arkadaşından, gittiği cafelere, içtiği içeceklere, hatta sevdiği müziklere kadar biliyordum. Kısa süreli bir ilişkisi olmuştu, ve sonrasında anlaşamadığı gerekçesiyle ayrılmıştı.

En büyük sorunu insanlarla anlaşamıyor olmasıydı ve bu yüzden kimseyle, uzun süreli bir ilişki yaşayamamıştı. Bir gün cafede denk geldik bununla, sonra bir alışveriş merkezinde, sonra da bir konserde. Bir ara çarpıştık, gülümseyerek ‘özür dilerim’ dedi. Konuşamadım, dilim tutulmuştu. İlk defa bu kadar çaresiz hissettim kendimi.

O da hiç istifini bozmadan gitti. Bir kaç hafta sonra, aynı cafede gördüm bunu. Yanıma kadar geldi ve; ‘oturabilir miyim ?’ dedi, kafamı salladım. Söylenilen aksine, çok uyumlu bir kıza benziyordu. Oturdu ve; ‘geçen gün konserde sana çarptığım için özür dilerim..’ dedi. Önemi yok bile diyememiştim, gerçekten dilim tutulmuştu ve herkese bülbül gibi konuşan ben ona 2 kelime bile edememiştim.

İşte tam o sırada, ‘konuşsana be adam, dilini mi yuttun’ dedi. İşte o anda farklı bir şey oldu, önümdeki adisyonun arkasına ‘benim konuşmak gibi bir kusurum var, kusura bakma’ yazdım. Bana öylece baktı, ama acıyan bir bakış değildi bu. Nasıl yani hiç mi? dedi. Hiç dercesine, bir kafa salladım. Seni öyle görünce, heyecandan konuşamadım, demek yerine böyle demek daha kolayıma gelmişti sanki. Nasıl oldu bu peki dedi, adisyonun arkasına gene bir şeyler yazdım.

O soru soruyor, ben adisyonun arkasına yazıyordum. Bu durum onun içinde tuhaf olmuştu, beni fark etmeyen o kız, benimle o gün hiç kimsenin ilgilenmediği kadar ilgilenmişti. 1 saat kadar beraber orada oturduk, sonra tekrar buluşmak için sözleştik. 2 gün sonra, aynı saatte aynı cafede buluşacaktık. Her şey iyi gidiyordu, ama tek sıkıntım ona yalan atmış olmamdı.

Bunu ona bu sefer söyleyecektim, çıkıp karşısına ‘seni aylardır tanıyorum, yediğin yemeklerden, çaya attığın 3 kesme şekere, dinlediğin müziğe, hatta gülünce çenende oluşan o çukura kadar her şeyi biliyorum, ama seni görünce dilim tutuldu iki kelime bile edemedim, sende dilini mi yuttun deyince, bu yalana sığındım’ diyecektim ki, farklı bir şey oldu koca bir defter ve bir kalemle geldi oturduğum masaya ve kağıda ‘nasılsın?’ yazdı.

Gülümsedim, ‘iyiyim sen nasılsın?’ yazdım. O kağıda bir çok şey yazdık, o an bu yalanı biraz daha sürdürmek istedim. Derken birbirimize zaman ayırmaya başladık, alışverişe gitmeye, sinemaya gitmeye, hatta ve hatta beraber konserlere gitmeye başladık. Beraber bir yerlerde yemek yiyor, gecenin bir saatinde dışarı çıkıyorduk.

Tam 7 hafta olmuştu ki, ben ona, o da bana çok alışmıştı. İlk elimi tuttuğu an, alfabeyi tersten okuyacak düzeyde konuşabilecek, ona ‘seni çok seviyorum’ diyecek duruma geldim, ama bu durumun bozulmasından korktuğumdan gene sustum. Bir gün, kulenin oraya gelir misin? diye mesaj attı telefonuma. Koşa koşa gittim hemen.

Kulenin oradaki banka oturmuş, ağlıyordu. Yanına gittim, el işareti ile ‘ne oldu? ‘ dedim. Bana en cürretkar kelimelerini sarf etti, ‘şu zamana kadar, kimseye duymadığım sevgiyi duydum sana. Hayatıma giren çoğu insanla, anlaşamıyoruz diye ayrıldık. Senin konuşamıyor olmak gibi bir kusuruna rağmen, seni çok iyi anladım. Sende beni çok iyi anladın.

Aşk konuşmak değil, anlamakmış, anlaşmakmış meğer dedi. Ve devam etti; ‘keşke bir kere, bir kere bana seni çok seviyorum diyebilseydin, bunun için her şeyimi verebilirdim’ dedi. İşte tam o anda, cep telefonumun mesaj kısmına ‘sana bir şey söyleyeceğim, ama bana kızmayacaksın, söz mü?’ yazdım. Kafasını salladı, ben sana kızabilir miyim dercesine.

Bütün desibel rekorlarını kırarcasına bir sesle, ‘seni çok seviyorum’ dedim. Bakakaldı bana, eliyle ‘ne oluyor’? dercesine bir görüntüye girdi. ‘Seni çok seviyorum, seni arkadaşlarınla gittiğin o cafeden tanıyorum, yediğin yemeklerden, çaya attığın 3 kesme şekere, dinlediğin müziğe, hatta gülünce çenende oluşan o çukura kadar her şeyi biliyordum, ama seni görünce dilim tutuldu iki kelime bile edemedim, sende dilini mi yuttun deyince, bir anda bu yalana sığınmak zorunda kaldım, kusura bakma dedim’ O kusura baktı, bende yoluma.. Aşk  aslında susmakmış. İşte o an anladım.

YAZAR BİLGİSİ
Serhat Turan
Cesaretin içinde deha, güç ve mucize vardır.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

tiktok izlenme hilesi - deneme bonusu - deneme bonusu - deneme bonusu - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu - Instagram takipçi satın al - finans platformu - güncel haberler - girişimci olmak