Polis Baskısı ile Gündeme Gelen Somalili İşletmeci Sınır Dışı Ediliyor…

Somali asıllı işletmeciler Mesaret Karakaya ayrıca Muhammed İsa Abdullah (Euronews)

Somali asıllı işletmecilerin Ankara Kızılay’daki restoranı bir süredir polis baskısı iddialarıyla gündemdeydi.

Eski adıyla ‘Somali Sofrası’ adlı mekanda çalışan bir garson.

Euronews Türkçe, 10 yıldır Türkiye’de yaşayan işletmecilerle ilgili kısa bir süre önce röportaj yapmış ayrıca aşağıda okuyacağınız bu haberi hazırlamıştı:

Muhammed İsa Abdullah eğitim hayatının büyük bir kısmını Türkiye’de tamamlamış ayrıca dört yıldır ticaret ile uğraşıyor. Yasal olarak tüm sorumluluklarını yerini getirdiğini söyleyerek sözlerine başlayan Abdullah, geçtiğimiz bu yılın Ağustos ayından beri işletmesini kapatması için ‘yoğun baskılara’ maruz kaldıklarını ifade ediyor.

Emniyet mensuplarının uygulamalarına dair yasal dayanağın kendilerine gösterilmediğinin altını çizen Abdullah, lokantasına gelen müşterilerin gözaltına alındığını, karakolda bir iki saat bekletilerek serbest bırakıldıklarını, Somalilere ait diğer iş yerlerinin bu baskılar sonucu kapandığını ayrıca iş yerlerinin Türkçe isimlerinin değiştirilmeye çalışıldığını anlatıyor.

Abdullah, “Somali Sofrası diye bir yerimiz vardı. Polis, Somali Sofrası yabancı bir isim dediği için değiştirmek zorunda kaldık. Halbuki Somali Sofrası Türkçe ayrıca başka bir Türkçesi yok, yoksa biz mi bilmiyoruz!” diyerek tepkisini ortaya koyuyor.

Emniyetin yaptığı uygulamalar sebebiyle iş yerini kapatmak zorunda kalan bir çok Somalili esnafın olduğunu belirten Abdullah, işletme sahiplerinin iflasa sürüklendiğinden ayrıca yurt dışına gitmek zorunda kaldığından bahsediyor.

Komşu işletmelerin, belediye ayrıca maliyeyle hiç bir sorun yaşamadığından söz eden Abdullah, Ankara’da Kızılay’da rahatça gezemediğine ayrıca gözaltına alınma korkusunu daima yaşadığına dikkat çekiyor ayrıca ekliyor: “Yarın başıma ne gelecek hiç bilmiyorum.”

Abdullah, Emniyetin Somali lokantası önünde bir ekip otosu sabitlediğini ayrıca polis memurunun gelen müşterilere, “Burası kapalı” diyerek lokantaya girişlerini engellediklerini anlatıyor.

Lokantanın mülk sahibinin de baskılara maruz kaldığına göze çarpan Abdullah, “Bizim mülk sahiplerimiz arandı. Hiç bir yasal dayanağı olmadan bizim çıkartılmamız istenmiş” diyor: “Ben vergimi ödüyorum. İşletmenin ruhsatı var. Kira kontratım devam ediyor.”

Somali uyruklu Türk vatandaşı Mesaret Karakaya 10 yıldır Türkiye’de yaşıyor ayrıca Türkçeyi oldukça iyi konuşuyor

Somali lokantasının işletme sahiplerinden Somali uyruklu Türk vatandaşı Mesaret Karakaya, 2012 tarihinden beri Türkiye’ye yaşıyor. 

Karakaya, işletmesinin sürekli polis memurlarınca basıldığını ayrıca “işletmenin kapatılmasının” istendiğini dile getiriyor, ‘Pes etme noktasına geldim” diyor.

İşletmenin tabelasının tekrardan asılmasına dair yapılan açılışta yaşananlara değinen Karakaya, “Tabelanın renklerinden dolayı olduğunu söylüyorlar. O rengi biz kötü bir amaçtan değil, Afrika mutfağı olduğu için Afrika’yı yansıtan renkleri kullandık.” diye açıklıyor.

Denetim devamında tabelanın beyaz renge boyandığını ifade eden Karakaya, Somali ayrıca Etiyopya bayraklarını göstererek işletme tabelasının bu bayrak renklerinden esinlenerek tasarlandığını belirtiyor.

Türkiye’de yaşamak için artık “kararsız” olduğunu söyleyen Karakaya, “Çalışamıyorsam, işletmeyi kapatacağım ayrıca gideceğim Türkiye’den” diyor

Karakaya, “Çok çabaladık, devlete sesimizi duyurmaya çalıştık ama o da olmuyormuş” diyerek ekliyor:

“Bu dükkan çalışsın diyorlarsa devlet bizlere yardım etsin. Tek kalan çarem Cumhurbaşkanı, ona sesleniyorum. Bu uygulama hangi suçtan dolayı yapılıyor. Suçumuz varsa işletmeyi kapatmayı kabul ediyorum. Bizim suçumuzu söylesinler”

Uygulamanın “ırkçı” olduğuna yönelik tartışmalara açıklık getiren Karakaya, polis memurlarının “siyahileri buralarda istemiyoruz” dediğini vurgulayarak, uygulama neticesinde renginden dolayı bu sıkıntıyı yaşadığını düşündüğünü ifade ediyor.

Somali lokantasında yaşananların sosyal medyaya yansımasından sonra vatandaşların “daha çok” gelmeye başladığını belirten Karakaya, yaşanan olaylara ise hala anlam veremediğini belirtiyor.

Afro Kuaför sahibi Oğuz Keklikçi Türk olmasına rağmen müşterilerinin çoğunluğunun Afrikalı olması sebebiyle polisin baskılarına maruz kaldığını ifade ediyor.

Görüntü vermek istemeyen lokantaya yakın işletme sahipleri ise başka bir duruma dikkat çekti. İsmini vermek istemeyen Türk işletmeci, pandemi süresince Somalili müşterileri sayesinde ayakta kaldığını ifade etti. Somalili aileleri zamanla tanıdıklarını söyleyen işletmeci, çevreye zararı olmayan ayrıca ülkeye döviz girişi yaparak katkı sunan bu insanlara yapılanları ‘onaylamadığını’ ifade etti. 

İşletme sahibi, DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu’na yapılanları gördüğünü ayrıca kendini güvende hissetmediği için kimlik bilgilerini bu yüzden paylaşmadığının da altını çizdi.

Somali lokantası ile aynı binada faaliyet gösteren Afro Kuaför sahibi Oğuz Keklikçi de benzer uygulamalara maruz kalmış. 

Türk vatandaşı işletme sahibi, işletmesinin adından dolayı emniyetin “yoğun” denetimine maruz kaldığını ayrıca müşterilerine kimlik kontrolü yapılarak gözaltı işlemi uygulandığını belirtiyor.